Banka hisseleri krizi fırsata mı çevirecek?

Küresel merkez bankalarının kolay para politikalarını sona erdirmesiyle bankaların ticari krediler işletmeleri daha kârlı işler hale geliyor. Uzmanlar banka hisselerinin borsalardan tamamen farklı bir başarı hikayesinin ortaya koyabileceğini belirtiyor

Borsa - 25-03-2022 21:35

ABD Merkez Bankası’nın (FED) politika faizlerini yükseltme kararı her ne kadar ABD’de son 40 yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyonu düşürmeyi amaçlasa da hisse senedi yatırımcılarını haklı olarak tedirgin ediyor. Zira tahvil getirileri ne kadar yükselirse getiri arayan yatırımcıların borsalardan çıkma olasılığı da o kadar artıyor. Ancak söz konusu tablo aynı zamanda bankaların kârlarının oranlarının da yükselmesi anlamına geliyor. ABD borsalarında banka hisselerinin bilançolara göre değerlemeleri düşüşte. MarketWatch’un haberine göre oluşacak yeni dengeler finans hisseleri için verimli bir senaryoyu işaret ediyor olabilir.Yatırım danışmanlığı şirketi ClearBridge Investments’ın Portföy Yöneticisi Sam Peters konuyla ilgili röportajında banka hisselerini satın alma üzerine kurduğu stratejisini açıkladı. New York merkezli ClearBridge’in yönetimi altında 208 milyar dolar değerinde varlık bulunuyor. Peters, kredi talebinin artmasına, faiz oranlarının yükselmesine, artan kârlılığın oranlarına ve yılın başından bu yana banka hisse senedi değerlemelerindeki düşüşe işaret etti.Bankalar FED rüzgarını arkasına aldıBankaların ana finansman kaynağı mevduatlardır ve para kazanmanın en iyi yolu da parayı kredi olarak vermektir. Bir banka yeterince kredi veremezse tahvil alır. Mevcut ortamda tahvil portföylerindeki sorun, faizler yükseldikçe tahvillerin piyasa değerlerinin düşmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan fiyat indirimlerinin bankaların kârını azaltmasıdır. Ancak kredi tarafında, yükselen faiz oranlarının güçlü bir ekonomi için faydaları mevcuttur. Ayarlanabilir oranlı kredilere yapılan ödemeler artar. Nispeten kısa vadelere sahip olma eğilimi gösteren ticari krediler daha yüksek faiz oranlarıyla yenilenir. Bu arada, ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu dördüncü çeyrek bankacılık profilinde "en büyük kredi türleri" arasında kredi hacminin arttığını söyledi. İleriye dönük bakıldığında ise Peters, korona virüs salgını sırasında ekonomiyi destekleyen federal teşvik programlarının sona ermesiyle ticari borçlanmanın artmasını bekliyor.Bankalar mevduat faizlerini düşük tutuyorFED ilk faiz artışı hamlesini geçen hafta yaptı ve hedef federal fon oranını önceki hedefi olan sıfırdan %0,25'e %0,50 aralığına taşıdı. Bunun sonucunda birçok piyasa uzmanı ABD’nin %2 enflasyon hedefine ulaşması için resesyon sürecinden geçmesi gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu. Ancak Peters bankalar için tamamen farklı bir hikayenin oluştuğunu belirtiyor. Nakitle dolup taşan bir ekonomik ortamda, bankaların mevduat için daha fazla para ödemesine gerek kalmıyor. Peters, bankaların mevduat maliyeti ve kredi oranları arasındaki ilişki en iyi göstergelerden birinin üç aylık ABD Hazine bonoları ve iki yıllık ABD Hazine bonolarındaki getiriler arasında yapılabilecek bir karşılaştırma olduğunu söyledi. Borsa araştırmaları şirketi FactSet verilerine göre 23 Mart sonunda iki yıllık Hazine bonolarının getirisi %2,11, üç aylık T-bonolarının getirisi ise %0,50 oldu. İki bono arasındaki getiri %1,61’lik bir yüzdelik farkı işaret ediyor. 23 Eylül tarihinde ise, iki yıllık getiriler %0,26 ve üç aylık getirilerse %0,03 seviyesindeydi ve aradaki fark sadece %0,23’tü. Peters gerçekte ise çok az sayıda bankanın mevduatlara %0,50 civarında faiz ödediğini ve şu anki konumlarının daha da iyi olduğunu belirtti.Bankaların hisse değerleri azaldıYıl başından itibaren S&P 500 Endeksi bankacılık sektörü grubundaki hisse senetleri %4,5 oranında geri çekilirken, S&P 500 Endeksi ise aynı dönemde temettüler hariç %6,5'lik bir düştü. Habere göre Wall Street’teki dev bankaların büyük bir kısmınınsa hisse başı kazançlarını önümüzdeki iki yıl içinde çift haneli büyüme oranlarında artırması bekleniyor.Bankacılık sektörü finans krizinden dersini aldıPeters, ABD bankacılık sektörünün 2008 Küresel Finans Krizi’nden önce yaşanan mortgage balonu sırasında aşırı kredi vermenin nelere mâl olacağını zor yoldan öğrendiğini belirtiyor. Borsa uzmanı pandemiden yıllar önce, 2010’da ABD’de yürürlüğe giren Dodd-Frank banka reform mevzuatının bankaları güçlendirme konusunda işe yaradığını söyledi. ABD Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele için politika değişikliklerine gitmesi önünde sonunda bankalar için de bir durgunluğa veya zor kredi koşullarına yol açabilir. Ancak Peters bu döngünün yakınında olmadığımıza ve hisse senedi yatırımcılarının bankaların 2008 öncesi balon sırasında olduğundan çok daha güvenli olduğuna inanmakta hala zorlanabileceğini belirtiyor.Peters’a göre şu anda her şey kısa vadeli kurların artmasıyla ve bankaların bilançolarını artmasıyla ilgili. Borsa uzmanı, sektörün kredi kalitesinin şimdilik çok güçlü olduğunu ancak uzun vadede banka hisse senetlerindeki yatırımcıların bankaların kredi yapılarını izlemesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Günün Diğer Haberleri