Ertuğrul Özkök: Fakirin kakası, neden zengininkinin iki katıdır?

Yapılan bazı araştırmalar göstermiş ki, kakadan iğrenen insanlar siyasi açıdan daha muhafazakâr kişilermiş

Gündem - 30-10-2022 19:49

Ertuğrul Özkök, "Pazar Mektubu" başlığı altında, yazdığı ve "newsletter" olarak paylaştığı yazısında bugün, New York Times’ın pazar ekinde yayımlanan “Kakanın Gücü…” makalesine değindi.

Özkök, "Oradan öğrendiğime göre, refah düzeyi düşük ülkelerin insanlarının kaka miktarı, yüksek olanlarınkinin iki katı kadarmış. Bunun nedeni de lifli yiyeceklermiş. Yapılan bazı araştırmalar göstermiş ki, kakadan iğrenen insanlar siyasi açıdan daha muhafazakâr kişilermiş" ifadesini kullandı.

Özkök, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüller'ini kazananlara değinerek, "Tanıdığım Yılmaz Erdoğan Külliye’ye gidip o ödülü alır. Bana göre doğrusu da budur. Çünkü orada oturan insan Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı, Yılmaz Erdoğan da Türkiye’nin büyük sanatçısıdırÜstelik yanında, bu ödülü çok daha önceden haketmiş, bir çok şarkısı ile hepimizin hayatına girmiş bir Ajda Pekkan var." değerlendirmesini yaptı.

Özkök'ün "Fakirin kakası, neden zengininkinin iki katıdır?" başlıklı yazısı şöyle:

Fakirin kakası, neden zengininkinin iki katıdır?

“Yahu şu güzel sonbahar pazar günü yazılacak yazı mı diyeniniz olabilir.

Normaldir de…

Ama yazıyı dünyanın en ciddi gazetelerinden New York Times’ın bugünkü, yani Pazar kitap ekinden aldım.

Kaka konusu, zengin ülke gazetesinin pazar konusu olur da, daha az zengin ülke medyasının niye olmasın diye düşündüm.

Ha bir de şunu söyleyeyim.

Eğer bu başlık sizi iğrendirdiyse, onunla ilgili ilginç bir ipucu vereceğim.

Yani okumanıza değer…

***

ABD’de bu hafta ilginç bir kitap yayınlandı.

Kitabın adı “Flush: The Remarkable Science Of An Unlikely Treasure…”

Yazarı Bryn Nelson.

New York Times’ın kitap yazarı bunu şu başlıkla yazmış:

“Power of Poop…”

Yani “Kakanın Gücü…”

***

Kitap, insan atıkları üzerine bilimsel araştırma. Yazarı doktoralı bir mikrobiyoloji uzmanı.

Henüz tamamını okumadım ama geniş bir özetini buldum.

Oradan öğrendiğime göre, refah düzeyi düşük ülkelerin insanlarının kaka miktarı, yüksek olanlarınkinin iki katı kadarmış.

Bunun nedeni de lifli yiyeceklermiş.

***

Kitapta bir başka ilginç bilgi daha var.

Yapılan bazı araştırmalar göstermiş ki, kakadan iğrenen insanlar siyasi açıdan daha muhafazakâr kişilermiş.

Kakayla muhafazakârlık arasındaki korelasyon bana tuhaf geldi… Nitekim, kitabın yazarı da bunun bir hurafe olduğunu, destekleyecek bir araştırmaya rastlamadığını söylüyor.

***

Bir ilginç bilgi de şu.

Bağırsaklarımızda çok fazla nesli tükenen canlı varmış.

Özellikle antibiyotikler yüzünden yararlı çok sayıda bakterinin nesli tükenmiş.

Demek ki sindirim sistemimizde korunmaya alınması gereken canlı türleri bulunuyormuş.

İlginç kitap.. Tamamını okuyacağım.

Hiç düşündünüz mü: Her birimiz için yılda kaç hayvan kesiliyor?

Pazar günü potpuri ziyaretlerime devam ediyorum.

Bu bilgi de bu ayki “Science et Vie” dergisinden.

Okuyunca bende şok etkisi yarattı.

Her yıl yeryüzünde 70 milyar canlı varlık insanları doyurmak için kesiliyormuş.

70 milyar canlı…

Dünya nüfusunun 7.8 milyar olduğu düşünülürse;

Demek ki herbirimiz başına yılda 10’a yakın hayvanın canı gidiyor.

Tabii bu konuda herkesin üzerine düşen sorumluluk payı aynı değil.

Her sabah kahvaltıda sosis, bacon, salam yiyen bir zengin ülke vatandaşı ile Afrika’nın yoksul ülkesindekinin yediği et aynı değil.

***

Dahası 2050 yılında dünya nüfusu 10 milyar olacakmış…

Buna karşılık kesilecek hayvan sayısı da yüzde 76 artacakmış...

Yani 120 milyara yakın hayvan kesilecek demektir.

Kendi payıma bu sorumluluğu kaldıracak durumda değilim.

İşe kuzu yememekten başladım.

Günün Diğer Haberleri