BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Küresel hisse senetleri korona virüs krizi kaynaklı enflasyon şokunun ardından Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasıyla birlikte ikinci bir şok dalgasıyla mücadele ediyor. Goldman Sachs’In Avrupa Makro Araştırmalar Başkanı ve Küresel Sermaye Baş Stratejisti Peter Oppenheimer Financial Times’taki yazısında art arda gelen krizlerin özellikle emtia piyasasına fazlasıyla zarar verdiğine işaret etti.
Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, faiz artışı beklentileri nedeniyle borsaların yakın zamanda düzeltmeye maruz kaldığına dikkat çeken Oppenheimer uzun vadeli yatırımcılar için Avrupa hisse senetlerinin düşük değerlemeleri nedeniyle orta seviyede getiri sağlayacağını söyledi. İşte Goldman Sachs baş stratejistinin o yazısı:
“Rusya'nın Ukrayna'ya işgali her şeyden önce önemli bir insani maliyete yol açtı. Ancak bununla birlikte, ekonomik etkiler ve finansal piyasalara yansımaları da oluştu. Artan belirsizlik, özellikle Avrupa varlıklarındaki riski önemli ölçüde artırdı.
Büyüme ve enflasyon konusundaki risklerin birleşimi durumu daha da kötüleştirdi. Büyük ölçüde daha yüksek enerji fiyatları sonucunda enflasyon beklentileri yukarı itilirken, büyüme beklentileri de düşürüldü.
Tüm bunlar yatırımcılar ve politikacılar için zor bir zamanda gerçekleşti: Arz tarafındaki sıkışıklık ve Kovid sebebiyle düşen talebin toparlanması enflasyonu uzun yıllardır görülmeyen seviyelere çoktan yükseltmişti.
Piyasalar para politikasına ilişkin beklentilerdeki büyük bir değişikliği absorbe etmek zorunda kalmıştı. Örnek vermek gerekirse yatırımcılar geçtiğimiz yaz ayında ABD Merkez Bankası’nın bu yıl faizleri artırmasını beklemiyordu. Şimdiyse piyasa art arda yediye yakın faiz artışını fiyatlandırıyor ve gelecek yıl dört kur artışı daha bekliyor.ABD ve İngiltere'de on yıllardır görülmeyen yüksek enflasyon ve düşük işsizlik rakamlarına şahit olundu. Bu sebepler, İngiltere Merkez Bankası'nı 2004 yılından bu yana ilk kez arka arkaya yapılan toplantılarda faizleri iki kez artırmasına ve kur oranını yüzde 0,5'e yükseltmeye teşvik etti. Uzun süredir deflasyonist baskılarla mücadele eden Euro Bölgesi'nde bile fiyatlarda yukarı yönlü baskı görülüyor ve bu durum (Ukrayna’daki) çatışmanın enerji fiyatları üzerindeki etkisiyle daha da şiddetlenecek.
Rusya ve Ukrayna'nın küresel büyüme ve ticaretin yaklaşık yüzde 2'sini oluşturduğu göz önüne alındığında, krizin ticaret üzerindeki doğrudan etkilerinin görece az olması muhtemeldir.
Euro Bölgesi gayrisafi yurtiçi hasılasının yaklaşık yüzde 1'ini Rusya ve Ukrayna'ya ihraç ediyor. Almanya ise İtalya veya Fransa'dan biraz daha korunmasız görünüyor. Rusya'ya yönelik bankacılık yatırımları da düşük seviyede. Batı Avrupa ülkeleri arasında Rusya’ya dönük yatırımların en büyüğü, Rusya, Ukrayna ve Belarus'tan elde ettiği toplam sınır ötesi bankacılık getirisi GSYİH'sının yaklaşık yüzde 1,4'ü olan Avusturya. İngiltere ise yaklaşık yüzde %0,6 ile bir sonraki sırada geliyor.
Rusya küresel petrolün yüzde 11'ini ve küresel gazın yüzde 17'sini ürettiği için emtia piyasaları üzerindeki etkileri çok daha büyük. Ekonomistlerimiz, petrol fiyatındaki yüzde 20'lik artışın ABD enflasyonuna yaklaşık yüzde 0,25 puan artış getireceğini ve potansiyel olarak daha yüksek gıda fiyatlarıyla sebep olabileceğini tahmin ediyor.Avrupa bu durumdan en çok etkilenen bölgedir ve Kuzey Akımı 2'nin durdurulması göz önüne alındığında muhtemelen daha yüksek gaz fiyatlarıyla da karşı karşıya kalacaktır. Emtia fiyatları tepetaklak olma riskiyle karşı karşıya. Halihazırda yüksek olan Avrupa doğalgazı, buğday, mısır ve petrol fiyatlarının şu anki seviyelerinden daha da yükselmesi bekleniyor.
Aynı zamanda, savunma harcamalarının artırılmasına dikkatlerin yeniden toplanması ve alternatif enerji kaynaklarına daha fazla yatırım yapılması pandemi sebebiyle zaten yükselmiş olan devlet tahvillerini daha da fazla artıracak.
Finansal piyasa açısından bakıldığında, ana etki daha fazla belirsizlik ve daha yüksek enflasyon ve daha yavaş büyümenin potansiyel etkilerinden geçmektedir. Bununla birlikte, hisse senetleri gibi varlıklar, daha yüksek faiz oranlarına ilişkin endişelerin değerlemelerini azaltması nedeniyle yıl başından bu yana bir düzeltme süreci yaşamıştı.
Avrupa borsaları işgal haberlerinden en ağır darbeyi alan piyasalar oldu ve yatırımcılar büyümedeki yavaşlamayı hesaba kattı. Avrupa varlıkları genelinde büyüme fiyatlandırması için makro faktör tahminlerimizi kullandığımızda, piyasanın büyümedeki düşüşü yaklaşık yüzde 0,5 olarak fiyatladığını bu oranın da yükseliş senaryolarımızın alt sınırında kaldığını görüyoruz.Kısa vadede piyasalardaki riskler yüksektir ve piyasa volatilitesinin yüksek kalması muhtemeldir. Ancak Avrupa hisselerinde değerlemelerin çok fazla esnek olmadığı ve daha uzun vadede değer görmeye devam ettiğimiz vurgulanmalıdır. Borsalardaki düşüşler fiyat-kazanç oranlarını uzun vadeli ortalamaların altında yaklaşık 13 katına çıkardı.
İngiltere'de FTSE 100 Endeksi’nde fiyat kazanç oranları 12 kat seviyesinin altında ve yaklaşık yüzde 4 temettü getirisi ile işlem görüyor. Aşağı yönlü ekonomik riskler olsa da İngiltere endeks getirilerinin yaklaşık yüzde 20'si petrol sektöründen geliyor ve bu da daha yüksek fiyatlardan yararlanacak.Düşük reel faiz oranlarına, daha fazla yeniden açılma ticaretine ve bu yıl mali harcamalarda beklenen sert artışa rağmen değerlemeler mütevazi bir seviyede. Bilançolar yenilenebilir enerjiye ve savunmaya yapılan harcamaların artmasıyla birlikte yükselecek.
Daha uzun vadeli yatırımcılar, özellikle Avrupa ve İngiltere hisse senetleri genelinde makul değerlemelere destek sağlamalıdır. Gelecek 12 ayda orta dereceli getiri sağlanmasını bekliyoruz.”