Habertürk'ün haberine göre Gülşen, İmam hatip liselilere yönelik sözleri gerekçesiyle 3 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor.
Ozan Kelleci'nin haberine göre 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Gülşen savunmasını şöyle yaptı: "Suçsuzum… Yargılama sonunda beraat edeceğime inanıyorum. Bütün konu sahne içinde bir arkadaşımla şakalaşmamdan ibarettir. Sahnedeyken dinleyicilerimin arasına karışmak istedim. Kalabalıkta bu mümkün olmayacağı için sahnedeki arkadaşlarımdan birinden beni seyircilerin arasına taşımasını rica ettim. Sahnedeki başka bir arkadaşım, aramızdaki şakalaşma sebebiyle 'Seni İmam taşısın' dedi. ‘İmam’ da aramızda bu lakapla anılan Miraç’tır. Bu lakabın benim bildiğim özel bir anlamı yok. Böyle tanıdım. Sahne şovlarında da sıklıkla şakalaştığım bir arkadaşımdı.
‘Seni İmam taşısın’ sözü üzerine bu lakabın kelime olarak zihnimde kalıp olmasından ötürü, plansız be hesapsız bir şakayla yanıt verdim. Sadece bir kişiye karşı, heyecanın getirdiği refleksle söylenmiş bir şey. İki kişi arasında geçmiş bir diyalog. Hatta şakamın sonunda kendisi diye bitmektedir.
Söylerken ne bir üçüncü şahıs ya da bir kesimi hedefledim. Diyalog o kadardı ve orada sonlandı. Seyirciye dönüp söylemedim, tekrarlamadım, alkışlatmadım. Dolayısıyla halkı kim ve düşmanlığa tahrik edecek bir davranış sergilemedim. Niyetim ve amacımı hiçbir zaman bu olmadı olamaz da.
Üzerime atılı suçu işlemedim kabul etmiyorum. Sadece iki kişi arasında geçen bu söylem hedefe oturtuldu. Değerlerini rencide etmiş olabileceğim herkesten bütün samimiyetimle özrümü diledim.
Defalarca kadınlığım, bedenim, anneliğim ve giyim kuşamımım olarak sözel olarak saldırıya uğradım, hedef gösterildim. Paylaşılması manipülatif ve manidardır. Konser nisanda yayılması 24 Ağustos’ta.
Videonun yayılması, gözaltına alınmam ve cezaevine girmem sadece bir gün sürdü. Manevi olarak çok orantısız bedellere maruz kaldım. 5 gün cezaevinde 15 gün evde olmak üzere toplam 20 gün hapis cezası aldım. Asıl tutsaklığım çocuğuma kavuşamamam. Oğlum, İspanya’da eğitim görüyor. O benden mahrum ben de ondan mahrumum.
Eşimin işleri nedeniyle ben ondan, o benden mahrumdur. 50 kadar konser iptal oldu. Bunların tazminleri gerekiyordu ve ödendi. Sahnede ve arkasında kalan arkadaşlarımın da mağduriyetlerini karşıladım. Yurt dışı yasağı nedeniyle oradaki konserlerime gidemiyorum. Yeni konserler planlayamıyorum. Bu mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. Bunu ailem, iş arkadaşlarım için de istiyorum."
Gülşen savunmasının devamında şu sözlere yer verdi: "İki kişi arasında geçen bu diyalog nedense hedefe oturtuldu. Değerlerini incitmiş olabileceğim herkesten özür de diledim. Mesleki kimliğim ve duruşumun bir bedeli olarak mağdurum. Kadınlığım, bedenim, eşliğim anneliğim üzerinden defalarca sözel olarak linç ve istismara uğradım hatta hedef gösterildim. Ama yine de duygu ve düşüncemi yeri geldiğinde ifade eden biriyim. Sahnedeki şaka, toplumsal duyarlılığımım bir uzantısı tezahürü değildi. Sadece iki kişi arasındaki şakaydı. Açıklama demeç bildirme anacı yoktu. Ama nedense öyleymiş gibi bir yere çekildi. Ayrıca zamanlaması ve yayılması bana göre manidar ve manipülatiftir. Konser 30 Nisan videonun yayılma tarihi ise 24 Ağustos´tur. Arada 4 ay vardır."