InStyle Dergisi'ne konuşan Tuba Büyüküstün'ün açıklamalarından satır başları...
“Aşkla ilgili artık hiçbir fikrim yok. Yıllar içinde böyle bir değişim gösterdi. Ama şunu anladım ki her tür ilişkide konuşabilmek, birbirini yargılamadan iletişim kurabilmek çok önemli.”
“Kafamı dağıtmak için ellerimle bir şey yapmam lazım. Ya çizmem ya da bir şeyle oynamam. Kağıt, kalem ya da çamur beni rahatlatıyor.”
“Hayatta gerçekten hissetmeden, ‘Evet ben bunu yüzde yüz yapmak istiyorum’ demeden içine girdiğim her şeyden pişmanım. Ne zaman bunu yaptıysam hepsi büyük hayal kırıklıklarıyla ya da başarısızlıkla sonuçlandı.”
“Mükemmeliyetçiyim. Bazen keşke bu kadar olmasaydım diyorum. Bilmek lanettir derler ya. Ne kadar bilirsen ve bildiğin şeye ne kadar sahip çıkarsan aslında o kadar yoruluyorsun. Ama bu beni ben yapan detaylardan biri.”
“İkizlerle sürekli değişiyoruz, dönüşüyoruz. Ben anneliğe başından beri bir yol arkadaşlığı olarak bakıyorum. İçinden çıkamadığım durumlarda bunu hatırlatıyorum kendime. İki bedenin ve ruhun dünyaya gelmesine vesile oldum. Yapabileceğim en iyi şey onların ihtiyaç duydukları noktada omuz olmak.”