Erdoğan: Ekonomiyi büyüterek, ülkemizi tüm fertleriyle birlikte zenginleştirdik

featured
service

Erdoğan, “Yeni anayasa ilk hedefimiz” derken başörtüsü teklifinin de önümüzdeki hafta Meclis’e sunulacağını açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tek konuşmacı olduğu törende Türkiye’nin ikinci yüzyılına dair yeni program ve hedeflerin yer aldığı “Türkiye Yüzyılı” vizyonunu açıkladı.

Erdoğan, Türkiye Yüzyılı kazansana giriş vizyonunun ilk hedefinin özgürlükçü ve sivil bir anayasa olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı ayrıca başörtüsü teklifinin de önümüzdeki hafta Meclis’e sunulacağını açıkladı.

Erdoğan’ın konuşmasının tamamı şöyle:

“Cumhuriyetimizin birinci asrının son yılına girmeye hazırlandığımız günlerde Türkiye Yüzyılı’nın ahdi için bir araya geldik. Türkiye Yüzyılı’nı da milli hafızamıza kazıyacağız. Osmanlı Devleti ile birlikte milletimizi tarihe gömmek isteyenler Çanakkale ya da Kut’ül Amare’daki gibi doğrudan karşımıza çıkmadılar.

Milletimiz Milli Mücadeleyi başlattı ve zafere ulaştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ilanı ile yeni bir döneme adım attık. Tüm sıkıntı ve kazanımlarıyla ilk yüzyılımızı geride bırakırkan küllerinden yeniden doğuşun öncülerini selamlamak istiyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal başta olmak üzere tüm kahramanlarımızı rahmet, şükran ve minnetle yad ediyorum.

Cumhuriyetimiz maalesef kendi içinde barışık yaşayamadı. Kirli hesaplarda kullanılan maşalar hiç eksik olmadı. Dün vardı bugün de var. Ülkemiz vvesayet güçlerinin yönetiminde kalanların elinde yıllarını heba etti. Şehit Başbakan Menderes’in yeter söz milletin diyerek başlattığı hamle idam sehpasında kesintiye uğradı. Rahmetli Özal’ın devlet millet içindir diyerek ülkeyi kalkınma rotasın sokma girişimi koalisyonlar arasında kayboldu gitti.

‘Ayasofya’yı Fatih’in emanetine uygun şekilde yeniden cami olarak hizmete açmış olmamız bile, küresel vesayete karşı gerçekleştirilmiş bir büyük meydan okumadır’

Sadece nesillerin hayali olan Ayasofya’yı Fatih’in emanetine uygun şekilde yeniden Cami olarak hizmete açmış olmamız bile, küresel vesayete karşı gerçekleştirilmiş bir büyük meydan okumadır. Kendisini hangi ideoloji, inanç ve köken kavramıyla ifade ederse etsin, bu tarihi dönemde hakkın, hakikatin, doğrunun yanında yer alan her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum. Evet, biz bu 20 yılda aşk ile yürüyerek ülkemizi hedeflerine taşıdık, milletimizi hayallerine kavuşturduk. Aşk ile çalışarak; Milli iradeyi güçlendirerek, vesayeti adım adım gerilettik. Demokrasiyi kökleştirerek, darbelere zemin hazırlayan şartları birer birer ortadan kaldırdık. Güvenliği sağlayarak, insanımızın bugününü huzurla yaşamasını, geleceğine umutla bakmasını temin ettik

‘Ekonomiyi büyüterek, refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi tüm fertleriyle birlikte zenginleştirdik’

Ekonomiyi büyüterek, refahı tabana yaymak suretiyle ülkemizi tüm fertleriyle birlikte zenginleştirdik. Üretimi yaygınlaştırarak, sanayiden tarıma her alanda istihdama, işe, aşa erişimi kolaylaştırdık. Sosyal destekleri artırarak, ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımızı “insanı yaşat ki devlet yaşasın” anlayışıyla kucakladık. Yönetim sistemini değiştirerek, iki asırlık arayışa cevap verecek bir büyük reformu hayata geçirdik. Dış politikamıza şahsiyet kazandırarak, devletimizin gücünü, bayrağımızın şanını, milletimizin itibarını yükselttik. Velhasıl, her alanda Cumhuriyetimizin ilk asrının eksiklerini giderecek, ikinci asrının hazırlıklarını tamamlayacak eser ve hizmetler ortaya koyduk. Böylece, takip eden değil, takip edilen bir ülke haline geldik. Bugün Türkiye Yüzyılı için milletimizin karşısına, işte böyle bir müktesebatla, işte böyle bir karneyle, işte böyle bir mirasla çıkıyoruz.

‘Bizim açtığımız her yol gibi, Türkiye Yüzyılını da milletimizin zirveye taşıyacağından şüphe duymuyoruz’

Milletimize kazandırdığımız eser ve hizmetleri, ona minnetimizi ifadenin sadece bir girizgâhı, sadece bir dibacesi olarak görüyoruz. Ömrümüzün 40 yılını siyasetçi, Belediye Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak hizmetine adadığımız insanımızın hakkını ne yapsak, ne etsek ödeyemeyeceğimizi biliyoruz. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, bu borcun ifası yolunda aşkla girişilmiş yeni bir gayrettir. Dünyanın yeni ve hayati meydan okumalarla karşı karşıya olduğu şu dönemde, Türkiye Yüzyılı programımızla, Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına güçlü bir başlangıç yapmak istiyoruz. Bizim açtığımız her yol gibi, Türkiye Yüzyılını da milletimizin zirveye taşıyacağından şüphe duymuyoruz. Milletimizin bizi her türlü makama taşıdığı bir konumdayken, Türkiye Yüzyılı vizyonunu hayata geçirme karşılığında tek arzumuz, şöyle kalpten kopup gelen bir “Allah razı olsun” duasını duymaktır. Milletimize hizmet yolculuğumuzu Türkiye Yüzyılıyla zirveye çıkartıp, ardından da inşallah mücadele bayrağını devredeceğimiz gençlerimizin adım adım bu vizyonu inşasına şahitlik edeceğiz. Bunun dışında başka hiçbir beşeri hırsımız, hiçbir dünyevi kaygımız, hiçbir beklentimiz olmadığının bilinmesini isterim.

‘Her şeyiyle milli iradenin ürünü yeni bir Anayasayı ülkemize kazandırmak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir’

Milliyetçi Hareket Partisi’nin değerli Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve arkadaşlarına, bugün burada bir araya gelmemize vesile olan Türkiye Yüzyılının inşası sürecine Cumhur İttifakı çatısı altında verdikleri samimi ve güçlü destek için hassaten şükranlarımı sunuyorum. Aziz Milletim… Geçtiğimiz 20 yılda ülkemize eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye, sanayiden tarıma her alanda tarihi eser ve hizmetler kazandırırken, elbette gayret gösterdiğimiz halde hayata geçiremediğimiz işler de oldu. Bunların başında, ülkemizi darbe Anayasası ayıbından kurtararak tamamen yeni, sivil, demokrat, özgürlükçü bir Anayasaya kavuşturma girişimlerimiz geliyor. Hükümetlerimiz döneminde pek çok Anayasa değişikliğine öncülük etmiş olmamız, bu konuda halen süren eksikliği görmemize ve hayıflanmamıza mani değildir. Hücrelerine kadar vesayete hizmet etmek üzere hazırlanmış 12 Eylül darbesi Anayasasının raf ömrü çoktan dolmuştur. Bu doğrultuda başlattığımız girişimlerin bazıları Meclis safhasında, bazıları daha teklif aşamasında, muhalefetin destek vermemesi sebebiyle, akim kalmıştır.

Her şeyiyle milli iradenin ürünü yeni bir Anayasayı ülkemize kazandırmak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ilk hedeflerinden biridir. Bu yeni Anayasayı; Ülkemizin huzurunu güçlendirecek… Milletimizin refahını yükseltecek…. Hukukun üstünlüğünü, çoğulculuğu, adaleti, hakkaniyeti tahkim edecek… Her bir vatandaşımızın özgürlüklerini garanti altına alacak… Gençlerimizin geleceklerine umutla bakmalarını sağlayacak… Özetle Türkiye Yüzyılına yakışacak şekilde hazırlayarak, Meclisimizin takdiri ve milletimizin onayıyla hayata geçirmekte kararlıyız. Bin yıldır vatanına, bir asırdır Cumhuriyetine, 80 yıldır demokrasisine, 15 Temmuz’da da istiklaline sahip çıkmanın bedelini ödeyen milletimizin böyle bir Anayasaya kavuşması en temel hakkıdır.

‘Sapkın akımların tehdidinden koruyacak bir Anayasa değişikliği teklifi hazırladık’

O gün gelene kadar da boş durmayacağız. Başı açık veya başı örtülü tüm kızlarımızın, hanım kardeşlerimizin eğitim ve çalışma haklarını güvence altına alacak, ayrıca aile kurumumuzu sapkın akımların tehdidinden koruyacak bir Anayasa değişikliği teklifi hazırladık. İnşallah önümüzdeki hafta teklifimizi Meclise sunarak, aslında tabii bir hak olan bu konunun ülkemizin gündeminden, inşallah tamamen çıkmasını sağlayacağız. Her gayretimiz gibi, bu girişimlerimizin gücünü de ülkemizde tesis ettiğimiz güvenden, huzurdan, özgürlük ve kardeşlik ikliminden alıyoruz. Bu vesileyle Malazgirt’ten bugüne istiklalimiz ve istikbalimiz için yürüttüğümüz mücadelelerde verdiğimiz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Halen yurt içinde ve yurt dışında görev başında olan askerimizi, polisimizi, jandarmamızı ve diğer tüm güvenlik personelimizi Rabbim korusun, esirgesin, güç ve kuvvet versin, muzaffer eylesin diyorum. Türkiye Yüzyılını, tüm bu kahramanlarımızın fedakârlıklarıyla sahip olduğumuz güven ve huzur ikliminde yükselteceğiz. Türkiye Yüzyılını, ak saçlı büyüklerimizin, gönül coğrafyamızdaki dostlarımızın, el uzattığımız mazlumların dualarıyla yükselteceğiz.

‘Türkiye Yüzyılını, ülkemizi siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, diplomatik her alanda dünyanın en büyük 10 devleti arasına çıkartarak yükselteceğiz’

Türkiye Yüzyılını, evlatlarının geleceği için yüreği kıpır kıpır çarpan annelerin, babaların hayallerini hayata geçirerek yükselteceğiz. Türkiye Yüzyılını, gençlerimizin teknolojiden sanata, spordan çevreye kadar tüm alanlardaki beklentilerini karşılayarak yükselteceğiz. Türkiye Yüzyılını, milli ve manevi değerlerimiz temelinde maziden atiye kurduğumuz köprüyü, insani ve ahlaki sütunlarla tahkim ederek yükselteceğiz. Türkiye Yüzyılını, ülkemizi siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri, diplomatik her alanda dünyanın en büyük 10 devleti arasına çıkartarak yükselteceğiz. Bugün burada; Terör, şiddet ve nefret suçluları gibi istisnalar dışında, 85 milyonun her birinin birinci sınıf vatandaşlığını güçlendirmenin sözü için bir araya geldik. Yıllarca ülkemizi kutuplaştıran, insanımızın birliğinin, beraberliğinin, kardeşliğinin ürünü olan muhabbet iklimine zarar veren tüm tartışmaları, tüm ayrışmaları bir kenara bırakmanın ahdi için bir araya geldik. Cumhuriyetimize adını veren cumhurun, yani halkımızın, siyasetin de, yönetimin de, ekonominin de asli öznesi olma konumunu güçlendirmenin kavli için bir araya geldik.

‘Ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma, insanımızı hakkı olan tüm imkanlara kavuşturma irademizi teyit için bir araya geldik’

Ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma, insanımızı hakkı olan tüm imkanlara kavuşturma irademizi teyit için bir araya geldik. Bugün burada; Milletimize verdiğimiz her sözü samimiyetle yerine getirmenin gayreti içerisindeki bir kardeşiniz, bir siyasetçi, bir yönetici olmanın gönül rahatlığıyla sizlerin huzurundayım. Hayatının her anını ülkesine ve milletine hizmete adamış bir fert olmanın getirdiği tecrübenin verdiği güvenle sizlerin huzurundayım. Derdi sadece millet olan, hep doğrunun, hakkın, erdemin peşinde koşmaya gayret etmiş bir dava adamı sıfatıyla sizlerin huzurundayım. Sultan Alparslan’dan Osman Beye, Fatih Sultan Mehmet’ten Yavuz Sultan Selim’e, Abdülhamit Han’dan Gazi Mustafa Kemal’e ve bugüne uzanan bir emaneti hakkıyla temsil etme iddiasıyla sizlerin karşısındayım. Evet, bugün burada; İlhamını ecdadın bin yıllık şanlı mazisinden, cesaretini kendimizin 40 yıllık birikiminden, ufkunu evlatlarımızın önümüzdeki bir asırlık beklentilerinden alan Türkiye Yüzyılının müjdesini paylaşıyoruz.

Cumhuriyetimizin 99 yılını 2023’te 100’e tamamlarken, bütün dikkatimizi, enerjimizi, çabamızı Türkiye Yüzyılının inşasına hasredeceğimizin kararını, kulağı ve kalbi açık herkesle paylaşıyoruz. Türkiye Yüzyılının, ülkemizle birlikte bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine demokrasi, kalkınma, barış, refah götürecek bir devrimin de adı olduğunun muştusunu tüm insanlıkla paylaşıyoruz. Hayırlı olsun. Hayırlısıyla olsun. Daha nice hayırlı adımlara vesile olsun.

Aziz Milletim… Dünyanın siyasi ve ekonomik krizlerin pençesinde kıvrandığı bir dönemde, Türkiye Yüzyılı vizyonu gibi bir program vaadiyle sizlerin huzuruna çıkmak kolay değil. Üstelik Cumhuriyetimizin ilk 99 yılının hangi sıkıntılarla, hangi sancılarla, hangi sarsıntılarla geçtiğini de biliyoruz. Geçtiğimiz 20 yılda yaptıklarımızla, asırlık eksiklerimizin çoğunu gidermiş, ülkemizi en üst lige çıkarmış olsak da, bunu yeterli görmüyoruz.

Öyle kritik bir eşikteyiz ki, bundan sonra atacağımız adımlarla, ya bu ligin ön sıralarındaki yerimizi alacağız, ya da tekrar geriye düşme riskiyle karşı karşıya kalacağız. Ülkemizi Türkiye Yüzyılı vizyonuyla asırlık hedeflere yöneltirken, üstesinden gelinmesi hakikaten çok zor bir yükün altına giriyoruz. Ömründe tuğla üstüne tuğla koymamış, bir gönül tamir etmemiş, herhangi bir esere ve hizmete imza atmamış olanların rahatlığı sizi yanıltmasın. Ülke ve millet olarak, eser üstüne eser koyarak yolumuza devam etmezsek, bir süre sonra yerimizde yeller esmesi kaçınılmazdır. Sözümüz, işiten kulaklara, gören gözlere, hakkı konuşan dillere, kapısı açık kalpleredir. Türkiye Yüzyılı; Kimlik siyaseti yerine birlik siyasetini… Kutuplaştırma siyaseti yerine bütünleştirme siyasetini… İnkar siyaseti yerine kucaklama siyasetini..

‘Ülkemizdeki her bir ferdin, şahsımı ve siyasetimi takdir etmeyerek, tercihini farklı yönde kullanma hakkı elbette vardır’

Tahakkum siyaseti yerine özgürlük siyasetini… Nefret siyaseti yerine sevgi siyasetini ikame etmenin adıdır. Türkiye Yüzyılı Hakiki icraatları samimi kabullerle buluşturmanın… İnsani değerleri ideolojik fanatizmin önüne geçirmenin… Hakkı teslim etmeyi bagnazlığa yeğ tutmanın… Gerçeklere sırtını dönenlerin yönünü hakikate çevirmenin… Böylece, hep birlikte daha büyük hedeflere yöneleceğimiz yeni bir başlangıcın adıdır. Katıldığımız açılış törenlerinin ardından mutlaka alıp arşivimize koyduğumuz her makası, ülkemizin kalkınma adımlarının birer izi olarak görüyoruz. Ülkemizdeki her bir ferdin, şahsımı ve siyasetimi takdir etmeyerek, tercihini farklı yönde kullanma hakkı elbette vardır. Bizim tek isteğimiz şu gerçeklerin teslim edilmesidir.

Bugün ülkemizde; Evladının ana sınıfından üniversiteye kadar tüm kademelerde en iyi eğitimi almasını isteyen her aile, bu imkana, isterse hiçbir maddi külfete girmeden sahiptir. Sağlık sorunu yaşadığı için hastaneye giden insanımız, teşhisi, tedavisi, ilacıyla dünyada emsali olmayan bir hizmeti, en kaliteli ve ücretsiz şekilde almaktadır. Yaşlı ve engelli gibi dezavantajlı vatandaşlarımıza evde bakım dahil her türlü hizmet sunulmakta, düşük gelirli ailelerimiz kapsamlı yardımlarla desteklenmektedir. Gözü gibi bakıp büyüttüğü evladını askere gönderen anne-babalar, çocuğunun, başını ezdiğimiz terör örgütünün tehdidine maruz kalmayacağını bilmektedir. Evini doğalgazın kolaylığı, temizliği ve ekonomikliğiyle ısıtan, mutfağında, banyosunda aynı imkana sahip kardeşlerimiz hayatlarını konforla sürdürmektedir. Barajlarla, göletlerle, sulama tesisleriyle donattığımız topraklarımızın bereketiyle üretimi artan, kazancı çoğalan çiftçimizin refah düzeyi yükselmektedir. TOKİ’den veya müteahhitten aldığı evinde güvenle oturan, sahip olduğu otomobilini keyifle kullanan vatandaşımız için bunlar, standart hayat seviyesi haline gelmiştir.

‘Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizde hizmet devrimini nasıl hayata geçirdiysek, Türkiye Yüzyılıyla birlikte, inşallah böyle bir zihniyet devrimini de gerçekleştireceğiz’

Yaptığımız bölünmüş yollarda ve otoyollarda güvenli seyahat eden, isterse hızlı trenle, isterse uçakla gideceği yere çabucak ulaşan insanımız, kendine daha çok vakit ayırabilmektedir. Sessiz devrimler sayesinde yıllarca ülkemizde ezilen, horlanan, ötekileştirilen tüm kesimler hak ve özgürlüklerini en geniş şekilde kullanabilmektedir. Daha açık bir ifadeyle, bizim arzumuz bu ülkede, sadece yanlışı söylemekle kalmayıp, DOĞRUYA DOĞRU diyecek, hakkı teslim edecek bir anlayışı hakim kılmaktır. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizde hizmet devrimini nasıl hayata geçirdiysek, Türkiye Yüzyılıyla birlikte, inşallah böyle bir zihniyet devrimini de gerçekleştireceğiz. Ülkesinin kazanımlarıyla gurur duyan, milli çıkarları her şeyin üstünde tutan, tehditler ve saldırılar karşısında tek yürek, tek bilek olan bir siyaset özlemimizin Türkiye Yüzyılıyla hayata geçeceğini ümit ediyoruz. Aziz Milletim… Hükümete ilk geldiğimizde “Türkiye’de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” demiştik

Birileri o zaman bu sözümüzü kendilerince küçümsemiş, istihzayla karşılamıştı. Aslında bunların küçümsedikleri bizim sözümüz değil, bizim nezdimizde bizatihi milletimizin kendisiydi. Başını soktuğu derme çatma gecekondusunda gece yarısı kalkıp bizim için dua eden piri fanileri küçümsüyorlardı. Vesayetin desteğiyle eğitimden iş hayatına her alanda dışladıkları, önünü kestikleri gençlerimizi küçümsüyorlardı. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını kendi statülerinin sembolü olarak gördükleri için oraya gelen halk çocuklarını küçümsüyorlardı. Asker evladının yemin törenini tel örgüler ardından yaşlı gözlerle izleyen yemenili anneleri, sakallı babaları küçümsüyorlardı. Sadece kendilerine hak gördükleri kamu hizmetlerine talip olan, orta ve büyük ölçekli özel sektör girişimlerinde yer almak isteyen insanımızı küçümsüyorlardı. Biz, hiçbir ayrım yapmaksızın milletimizi tüm fertleriyle, işte bu zihniyetin küçümsemesinden de, dışlamasından da, engellemesinden de kurtaracak adımları attık.

Eğitimden girişimciliğe her alanda fırsat eşitliğini temin edecek eserler verdik, hizmetler gerçekleştirdik. İnsanımızı, gelişmiş ülkelerde ne varsa hepsine sahip olabileceği, üstelik bunlara güçlü bir sosyal devlet şemsiyesi altında kolayca ulaşabileceği bir altyapı kurduk. Ülkemizin 20 yılda nereden nereye geldiğini şöyle özetle hatırlamak, bize Türkiye Yüzyılının anlamını daha iyi gösterecektir. Eğitimde; Yükseköğretim dâhil 10,3 milyar lira olan yıllık bütçeyi, 304 milyar liranın üzerine çıkardık. Derslik sayımızı 343 binden 612 bine yükselttik. Yeni atadığımız 750 bin öğretmenle toplam öğretmen sayımızı 1 milyonun üzerine çıkardık. Toplam 3,5 milyar adet ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz dağıttık. Üniversite sayımızı 76’dan 208’e, akademik personel sayımızı 70 binden 184 bine ulaştırdık. Katsayı adaletsizliğine son vererek evlatlarımıza yükseköğrenimde fırsat eşitliği sağlarken, mesleki eğitimi de yeniden cazip hale getirdik.

20 yılda yapılan hizmetler

Sağlıkta; Hastane yatak sayımızı 164 binden 264 bine çıkardık. Toplamda 28 bin 987 yataklı 20 şehir hastanemizi tamamlayıp hizmete sunduk. Halen 15 bin 75 yatak kapasitesine sahip 13 şehir hastanemizin inşasına devam ediyoruz. Sağlık personeli sayımızı 1 milyon 350 bine çıkartarak, sağlık kuruluşlarımızı en modern araç-gereçlerle donatarak, milletimize en kaliteli hizmetin verilmesini sağladık. Gençlik ve sporda; Gençlik Merkezi sayımızı 9’dan 419’a yükselttik. Toplam spor tesisi sayımızı 1.575’den 4 bin 290’a çıkardık. Yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi 182 binden 850 bine ulaştırdık. Yükseköğrenim burs ve kredi tutarını lisans öğrencileri için aylık 45 liradan 850 liraya çıkartırken, yüksek lisans öğrencileri için 90 liradan 1.700 liraya, doktora öğrencileri için 135 liradan 2 bin 550 liraya yükselttik. Yurtlarımızda kalan öğrencilerimize aylık 800 lira beslenme yardımı yapıyoruz.

Aile ve sosyal hizmetlerde; Son 20 yılda ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza toplam 540 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Engelli vatandaşlarımıza verdiğimiz diğer desteklerin yanı sıra, engelli memur sayımızı 5 bin 777’den aldık 66 bine ulaştırdık. Yaşlılarımıza, evde bakımdan gündüzlü bakıma kadar pek çok hizmet sunuyoruz. Devlet korumasındaki çocuklarımızı, önceliği ailelerinin yanında kalmalarına vererek, eğitimden istihdama her alanda destekliyoruz. Sosyal yardım şemsiyemizi, elektrikten doğalgaza pek çok başlıktaki destekle gerçek ihtiyaç sahibi her aileyi kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Şehit yakını ve gazilerimize hayatın her alanında sahip çıkıyoruz. Bir insanlık suçu olarak gördüğümüz kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda çok önemli mesafe kat ettik. Kadın hakları ile ailenin korunmasını, birbirinin alternatifi değil birbirinin tamamlayıcısı gören bir anlayışla çalışmalarımızı yürütüyoruz.

Çalışma ve sosyal güvenlikte; Net asgari ücreti, hem çalışanı, hem işvereni koruyacak tedbirlerle 184 liradan 5 bin 500 liraya çıkarttık. Aktif sigortalı sayımızı 12 milyondan 25,3 milyona, toplam istihdamı 31 milyonun üzerine yükselttik. Adalette; Hakim ve savcı sayımızı, FETÖ ihanet çetesi mensuplarında yaptığımız büyük temizliğe rağmen, 9 bin 349’dan 22 bin 727’ye yükselterek, kürsülerdeki eksikleri giderdik. Mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 91, idari yargıda yüzde 42 artırarak, 278 hizmet binası inşa ederek, yargı teşkilatımızın altyapısını güçlendirdik. İçişlerinde; Ülkemizin güvenliği için gece gündüz çalışan Emniyet Genel Müdürlüğümüzün, Jandarma Genel Komutanlığımızın, Sahil Güvenlik Komutanlığımızın personel sayısını toplamda 538 bine çıkardık. Her türlü suçla ve suçluyla mücadeleyi etkinleştirerek, insanlarımızın sokakta, evinde, işyerinde huzurla hayatlarını sürdürebilmesini sağladık.

‘Darbe ve cunta izlerinden temizlediğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerimizin dünyanın en güçlü orduları arasındaki seçkin yerini tahkim ettik’

Kamu yönetim sisteminin en alt birimi olan muhtarlıklarımıza, valilikler, kaymakamlıklar, belediyeler nezdinde muhataplıklar tesis ettik. Demokrasimizin uç beyleri muhtarlarımızı, asgari ücret düzeyinde gelire kavuşturarak, sosyal güvenlik primlerini karşılayarak, daha pek çok sorunlarını çözerek her alanda güçlendirdik. Afet yönetiminden eğitim ve yardım faaliyetlerine kadar geniş bir alanda sivil toplum kuruluşlarımızın sayısını 76 binden 122 bine yükselterek, kurumsal kapasitelerini genişleterek, maddi destek vererek etkinliklerini artırdık. Dünyanın en etkin afet yönetimi kurumu olan AFAD’ı kurarak, arama-kurtarmadan zararların telafisine kadar her konuda vatandaşlarımızı sahipsiz bırakmadık. Düzensiz göçle etkin mücadele için 18 bin kişi kapasiteli 30 geri gönderme merkezi kurduk. Suriye’de oluşturduğumuz güvenli bölgelere, yaklaşık 530 bin kişinin gönüllü dönüş yapmasını temin ettik. Milli savunmada; Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı Harekâtları ve Pençe-Kilit Operasyonuyla, güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu parçalayıp attık.

Darbe ve cunta izlerinden temizlediğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerimizin dünyanın en güçlü orduları arasındaki seçkin yerini tahkim ettik. Ulaştırmada; Bölünmüş yol mesafemizi 6 bin 100 kilometreden 28 bin 722 kilometreye, otoyol uzunluğumuzu 1.714 kilometreden 3 bin 633 kilometreye çıkardık. Karayolu tünel sayımızı 83’den 469’a, karayolu tünel uzunluğumuzu 50 kilometreden 664 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğumuzu 311 kilometreden 731 kilometreye yükselttik. Toplam 1.460 kilometre uzunluğunda hızlı tren ağı, ilaveten toplam 2 bin 102 kilometre uzunluğunda yeni demiryolu ağı yaparken, 8 bin 547 kilometre uzunluğunda mevcut hattı da elektrikli ve sinyalli hale getirdik. Havayollarında, 26’dan devraldığımız havalimanı sayımızı 31 ilaveyle 57’ye; denizcilikte tersane sayımızı 37’den 84’e çıkardık. Bilgi ve iletişim teknolojilerinde, 2002 yılında sadece 3 bin olan geniş bant abone sayısını 89,5 milyona, e-devlet kullanıcı sayısını 61 milyona yükselttik. İnşallah fiber internet altyapımızı da süratle yaygınlaştırarak, yakında hedeflerimize uygun seviyeye getireceğiz.

‘Ticarette, ihracatımızı 36 milyar dolardan 250 milyar doların üzerine çıkarırken, dünyada 228 ülke ve bölgeye yaygınlaştırdık’

Çevre şehircilik ve iklim değişikliği alanında; TOKİ eliyle ülkemize toplam 1 milyon 170 bin konut ürettik, 3 milyon konutun dönüşümünü tamamladık, 12 milyon vatandaşımızın güvenli konutlarda yaşamasını sağladık. Ayrıca, 45 ilimizde 80 tarihi kent merkezimizi yeniliyor, 30’dan fazla sanayi alanımızı şehir dışına taşıyoruz. Son olarak, 500 bin sosyal konut, bir milyon konut amaçlı arsa, 50 bin işyeri hedefimizi milletimizle paylaştık. Bu büyük projenin ilk etabı olan 250 bin sosyal konutu, 100 bin konut arsasını ve 10 bin işyerini iki yıl içinde tamamlıyoruz. ’81 şehrimize 81 milyon metrekare millet bahçesi’ yapma hedefimiz çerçevesinde, Türkiye genelinde 455 millet bahçesini hizmete açtık veya inşasına devam ediyoruz. Tarım ve ormanda; Son 20 yılda çiftçilerimize verdiğimiz toplam 216 milyar lira tutarındaki tarımsal destek, cari değerle 500 milyar liraya yakın bir rakama tekabül ediyor.

Daha önce 40 milyar lirayı bile bulmayan Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasılamızı, geçtiğimiz yıl itibariyle 407 milyar liraya yükselttik. Baraj sayımızı 276’dan 930’a, hidroelektrik santrali sayımızı 97’den 730’a, içme suyu tesisi sayımızı 84’ten 370’e ve sulama tesisi sayımızı 1.764’ten 3 bin 325’e çıkardık. Dünyada orman varlığını artıran ender ülkelerden biriyiz. Hazine ve maliyede; Milli gelirimizi 238 milyar dolardan aldık, 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdik. Satın alma gücü paritesine göre ülkemizi dünyanın en büyük 1l’inci, Avrupa’nın 4’üncü büyük ekonomisi konumuna çıkardık. Ülkemiz Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla bakımından son 20 yılda reel olarak yüzde 172 ve dolar bazında yüzde 237 büyüme kaydetti. Yılda ortalama yüzde 5,5 büyüyen Türkiye ekonomisi, 2021 yılında bunu ikiye katlayarak yüzde 11 seviyesine ulaştı. İnşallah enflasyonu kontrol altına alarak, ülkemizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyütmeyi sürdüreceğiz.

Ticarette; İhracatımızı 36 milyar dolardan 250 milyar doların üzerine çıkarırken, dünyada 228 ülke ve bölgeye yaygınlaştırdık, dış ticaret hacmimizi de 500 milyar dolara ulaştırdık. Bin yıldır milletimizin bel kemiği olarak gördüğümüz esnaf ve sanatkârlarımızı, tüm imkânlarla destekledik, güçlendirdik. Dışişlerinde; Dış temsilcilik sayımızı 163’ten 255’e çıkartarak temsil ağımızı yaygınlaştırdık. Ülkemizi tüm uluslararası platformlarda söz ve etki sahibi bir konuma yükselttik. Savunma sanayinde; Kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde, İHA’lar, SİHA’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere, 170 ülkeye savunma sanayi ürünleri ihraç edebilen bir ülke durumuna geldik. Evet, asırlık eksiklerimiz 20 yılda tamamlayarak ülkemizi savunma sanayinde zirveye doğru taşıyoruz.

Sanayi ve teknolojide; Kurduğumuz 152 yeni organize sanayi bölgesi, 29 endüstri bölgesi ve 94 teknoparkla, ülkemizin üretim gücünü artırdık. Milli Uzay Programımızı oluşturarak, bir vatandaşımızı önümüzdeki yıl uluslararası uzay istasyonuna gönderme hazırlıklarına başladık. Yerli otomobilimiz TOGG’un fabrikasında ilk aracı, yarın, 29 Ekim’de banttan indiriyoruz. Ülkemizi, salgın ve savaşla sarsılan dünyanın yeni üretim ve tedarik merkezi haline getirecek altyapıyı kurduk, geliştirdik, şimdi de büyütüyoruz. Enerjide; Toplam kurulu gücümüzü 31 bin 846 megavattan 101 bin 518 megavata yükselttik. Karadeniz’de toplam 540 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettik. İnşallah yakında enerjide yeni müjdelerin sevincini milletimizle paylaşacağız. Yerli ve yenilenebilir enerji üretimine yaptığımız yatırımlarla, ülkemizin dışa bağımlılığını merhale merhale azaltıyoruz.

‘Biz, her seçimde milletimizin karşısına, herkesi kendine hayran bırakan dev projelerle çıkmış bir siyasi kadroyuz’

Kültürde ve turizmde; Dünya mirası listesinde olan varlık ve alan sayımızı artırdık. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla restore edilen eser sayımızı 46’dan 5 bin 781’e çıkardık. Salgının en çok vurduğu turizm sektöründe zararlarımızı hızla telafi etmekle kalmıyor, 50 milyon turist, 44 milyar dolar turizm geliri hedefimize doğru ilerliyoruz. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TRT gibi kurumlarımız vasıtasıyla, tüm gönül dostlarımızın yanında olmaya devam ediyoruz. Aziz Milletim… Görüldüğü gibi ne kadar özetlersek Özetleyelim, eser ve hizmetlerimiz anlatmakla bitmiyor. Tabii bunlar şimdiye kadar yaptıklarımız. Bir de Türkiye Yüzyılı programıyla, Cumhuriyetimizin ikinci asrı için yapmayı hedeflediğimiz çalışmalar var.

Biz, her seçimde milletimizin karşısına, herkesi kendine hayran bırakan dev projelerle çıkmış bir siyasi kadroyuz. Hamdolsun, verdiğimiz sözlerin hemen tamamını gerçekleştirerek milletimizin hizmetine sunmayı başardık. Bu çerçevede Kanalistanbul projesi, Türkiye Yüzyılımızdaki sözlerimizden biri olarak hedeflerimiz arasındaki yerini korumaktadır. Seçim tarihine kadar elbette milletimizle paylaşacağımız yeni projelerimiz olacaktır. Bugün sizlere sadece, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ruhunu, felsefesini, özünü anlatmak istiyorum. TÜRKİYE YÜZYILI, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİN YÜZYILIDIR. Bu anlayışla ülkemizde, hayatı tüm unsurlarıyla kucaklayan ekosistemi güçlendirirken, dünyada da aynı yönde adımlar atılması için mücadele edeceğiz. Sürdürülebilirliğin ana eksenini oluşturan çevrenin korunması, ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme alanlarında, tüm kurumlarımızla ve tüm taraflarla birlikte ortak hedeflere yürüyeceğiz.

Türkiye yüzyılı, huzurun yüzyılıdır. Dünya, göçün sembolü haline dönüştüğü derin ekonomik adaletsizlikler, sosyal parçalanmalar, siyasi savrulmalar yaşarken, biz tam ortasında bulunduğumuz bu sıkıntılı fotoğraftan da ayrışıyoruz. Kendi güvenlik ve refahlarından başka bir öncelikleri olmayanların aksine biz, huzuru bölgemizle ve tüm dünyayla birlikte oluşturacağımız ortak iklimde aramaya devam edeceğiz. “Dünya 5’ten büyüktür” çağrımızın temelinde de bu anlayış vardır. TÜRKİYE YÜZYILI, BAŞARININ YÜZYILIDIR. Bize bu toprakları vatan yapan ecdadımızdan aldığımız ilhamla, girdiğimiz her mücadeleyi başarıyla sonuçlandıracak özgüvene, dirayete, azme, kabiliyete sahip olduğumuzdan şüphe etmiyoruz. Ülkemizi daha nice başarılarla, daha nice “ilk”lerle, “en”lerle tanıştırarak Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ülkemizi zirveye çıkartmakta kararlıyız. TÜRKİYE YÜZYILI, GÜVEN VE İSTİKRARIN YÜZYILIDIR. Küresel düzeyde söz, etki, üretim, ihracat, istihdam gücü kazanan ülkemiz, bunu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle garanti altına aldığımız güven ve istikrar iklimi sayesinde elde etmiştir.

Bölgesinde ve dünyada gücü giderek artan Türkiye’nin yönetimde istikrar ve güvene sıkı sıkıya sahip çıkması halinde, ulaşamayacağı hedef yoktur. Günü kurtarmak değil geleceği inşa etmek için istikrarı tahkim ederek ülkemize eser ve hizmet kazandırmayı sürdüreceğiz. Ülkemizi bu sayede en kısa sürede 1 trilyon dolar dış ticaret hacmine, 100 milyar dolar turizm gelirine kavuşturacağız. TÜRKİYE YÜZYILI, ÜRETİMİN YÜZYILIDIR. Yerli ve milli, yenilikçi ve yeşil üretim ekonomisi anlayışıyla, Milli Teknoloji Hamlemizin desteğiyle, sanayiden tarıma her alanda dünyadaki rekabet gücümüzü artırıyoruz. İleri teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli, geniş pazarlı, istihdamı artıran doğru üretim alanlarını destekleyerek, Türkiye’yi en büyük küresel sanayi ve ticaret merkezlerinden biri haline getireceğiz. Önümüzdeki dönemi, bu doğrultuda yeni ve etkin üretim stratejilerini konuşup hayata geçireceğimiz bir sürece dönüştürüyoruz. TÜRKİYE YÜZYILI, VERİMLİLİĞİN YÜZYILIDIR. Salgın ve savaşın tetiklediği ekonomik dalgalanmalar küresel düzeyde enerji, sağlık ve gıda krizlerini derinleştirirken, biz bu kötü gidişten ayrışmayı zaten başardık.

Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütecek Türkiye Ekonomi Programını da verimlilik üzerine bina ediyoruz. Kendimiz ve dünya için hayati öneme sahip alanlarda üretimi ve ihracatı artıracak, yeşil kalkınma devrimine katkı verecek faaliyetleri, verimlilik ilkeleriyle daha da geliştireceğiz. TÜRKİYE YÜZYILI, GÜCÜN YÜZYILIDIR. Yerli ve milli kalkınma stratejileri doğrultusunda attığımız her adım ve kazandığımız her başarı, ülkemizin gücüne güç katmaktadır. Ülkemizin siyasi ve ekonomik bir güç olarak küresel düzeydeki yükselişini, ahenkli bir yönetim ve daha da geliştireceğimiz altyapımızla sürdüreceğiz. Hiçbir alanda duraklamaya veya gerilemeye mahal vermeden, doğru hedefler, doğru kararlar, doğru adımlar yoluyla büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını tamamlayacağız. TÜRKİYE YÜZYILI, DİJİTALİN YÜZYILIDIR. Çağı yakalamaya çalışan ülkeden, çağa yön veren ülkeye giden bir yolculuk içindeyiz. Bunun için, dijital teknolojiler alanında ülkemizi, METAVÖRS’ten BLOKZİNCİR’e kadar her alanda en üst seviyeye çıkartacağız.

Dünyanın en yaygın ve etkin e-devlet altyapısını kurmuş, orta ve yüksek teknolojiye dayalı üretimini hızla geliştiren bir ülke olarak, küresel dijital devrim ekonomisinin de öncülüğünü yapacağız. TÜRKİYE YÜZYILI, İLETİŞİMİN YÜZYILIDIR. Millet ve devlet, devletimizle diğer ülkeler arasındaki iletişimi hızlı, sürekli ve şeffaf hale getirecek düzenlemeleri, sosyal huzurun ve milli güvenliğin teminatı olarak görüyoruz. Vatandaşımızı ve dünyayı, güvenilir kaynaklar aracılığıyla doğru ve zamanında bilgilendirecek altyapıyı güçlendirmeyi, dezenformasyona karşı etkili tedbirler almayı sürdüreceğiz. TÜRKİYE YÜZYILI, BİLİMİN YÜZYILIDIR. Bilimin ve teknolojinin ilerleyişinin insanlığın geleceğini ne yönde etkileyeceğinin farklı boyutlarıyla tartışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkemizde, insanımızın hayat kalitesini artırmaya yönelik olarak kamuda ve özel sektörde yürütülen bilimsel çalışmaları destekleyerek, bu alanda da söz ve iddia sahibi konuma ulaşmayı planlıyoruz. Uluslararası sıralamaların ilk 500’ünde en az 10 üniversitemizin yer almasını sağlayacak, 2030 yılında 10 milyonu bulacağı öngörülen uluslararası öğrenci sayısından, halen 300 bine yakın olan payımızı 1 milyona çıkartacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, öncesinde kongreyi dışardan takip eden kalabalığa hitaben kısa bir konuşma yaptı. Erdoğan, şunları söyledi:

“Cumhuriyet Bayramı arifesinde Türkiye Yüzyılı’nı kutluyoruz. Biraz sonra Türkiye Yüzyılı’nda ne var, bunları sizlere açıklayacağım. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Onlara da sorun, siz bu ülkede ne yaptınız? Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda ne yaptık biliyorsunuz. Enerjide nereden nereye geldik biliyorsunuz? Birazdan bundan sonra neler yapacağız onları açıklayacağız. 7 ayımız var, 7 ay içerisinde durmak yok yola devam.”

Vizyon programı

AK Parti, “Türkiye Yüzyılı” vizyon yaklaşımı kapsamında hazırladığı logoyu, geçen hafta kamuoyuyla paylaştı.

Cumhurbaşkanlığı forsundaki görsel form ve anlamsal çerçeveden esinlenerek oluşturulan logodaki 16 yıldız, kadim Türk tarihinin asli unsurlarını sembolleştirirken Türk bayrağının tamamlayıcısı tek yıldız ise ortak mirası temsil ediyor.

Türkiye Yüzyılı vizyonunun küresel karakteri logonun dairesel konturu ile vurgulanıyor, hilal etrafından yayılan 100 güneş ışınının her biri Cumhuriyetin her bir yılını simgeliyor.

Dairesel form ve altın efektli özel renkle ise dünyada Türkiye Yüzyılı’nın bir güneş gibi doğduğu ilişkisi kuruluyor.

11 siyasi parti davet edildi

AK Parti kurmayları, üzerinde aylardır çalışılan ve “ülkenin gelecek tasarımı” olarak niteledikleri “Türkiye Yüzyılı” lansmanının hazırlıklarını tamamladı. Vizyon belgesi niteliği taşıyan program, Ankara Spor Salonu’nda vatandaşlarla paylaşılacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tek konuşmacı olacağı törende sporcular, sanatçılar, cemaat vakıfları, Alevi dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, sanayici ve iş adamları, sanatçılar, çevreci genç ve kadınlar, şehit ve gazi yakınları, engelliler, siyasi parti temsilcileri, yabancı misyon temsilcileri, akademisyenler, gazeteciler ve sosyal medya fenomenleri de yer alacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Yüzyılı” başlıklı konuşmasında din, dil, ırk, cinsiyet, inanç, düşünce farkı gözetmeden toplumun tüm katmanlarına “Gelin büyük ve güçlü Türkiye’yi birlikte kuralım.” çağrısı yapacak.

Cumhur İttifakı’nı oluşturan MHP ve BBP’nin yanı sıra CHP, İYİ Parti, DSP, Saadet Partisi, HÜDA-PAR, Demokrat Parti, Vatan Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Anavatan Partisi, tanıtım toplantısına genel başkan seviyesinde davet edildi.

Programda, protokol düzeni olmayacak. Kabine üyeleri, AK Parti Genel Başkan yardımcıları, milletvekilleri, il başkanları ve belediye başkanları salonun tribünlerinde davetlilerin arasında karışık oturacak. Davetli siyasi partilerin genel başkanları için ise tribünde özel bölüm ayrılacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin yüzüncü yaşını, sıradan yıl dönümü kutlamasının çok ötesine geçen ‘Türkiye Yüzyılı’ atılımıyla karşılamaya hazırlanıyoruz. Daha önce milletimizi nasıl 2023 hedeflerimize ufkuyla buluşturmuşsak, inşallah şimdi de Türkiye Yüzyılı programımızla 2053 vizyonumuzun inşasına başlıyoruz.” ifadesini kullanmıştı.

Erdoğan: Ekonomiyi büyüterek, ülkemizi tüm fertleriyle birlikte zenginleştirdik