Ekonomist Prof. Dr. Veysel Ulusoy, hiperenflasyon tanımının yıllık yüzde 200'ün üzerine çıkan enflasyonda kullanıldığını hatırlatan Ulusoy, ancak yeni jenerasyon hiperenflasyon tanımında farklı unsurların yer aldığını kaydetti.
Çift haneli işsizlik, gelirsizlik ve yıllık enflasyonun OECD ortalamasının 10 katı olmasının hiperenflasyon olarak tanımlanabileceğini aktaran Ulusoy, bu şartlar altında Türkiye'nin hiperenflasyon sürecine girdiğini ifade etti.
Sözcü'den Taylan Büyükşahin'in haberine göre Hükümetin aralık ayından itibaren baz etkisiyle enflasyonun düşmesine bel bağladığını söyleyen Prof. Dr. Veysel Ulusoy, bir program ve yapısal reform olmadan enflasyonun sadece baz etkisiyle düşürülmesinin "acizlik" olduğunu vurguladı.
Hükümetin baz etkisiyle seçime gitmek istediğini anlatan Ulusoy, “Hayat pahalılığı inanılmaz derecede artacak. Ortada bir ekonomik başarı yok. KKM gibi ek faiz uygulamaları ile dahi dövizi düşüremiyorsunuz. Reformlara şu an başlasak bile 3-4 yıl restorasyon sürer” dedi.
OECD enflasyonu Türkiye etkisiyle 32 yılın zirvesinde
Geçtiğimiz günlerde açıklanan verilere göre OECD enflasyonu şubatta yüzde 7,7'ye yükselerek, 1990 senesinden sonraki en yüksek seviyeye çıkmıştı.
Öte yandan söz konusu orandan Türkiye dışarıda tutulduğunda OECD enflasyonu yüzde yüzde 6,3 seviyesinde kaydedilmişti.
Türkiye'de ise mart ayında yıllık enflasyon yüzde 61,1'e yükselirken, Prof. Dr. Veysel Ulusoy'un kurucusu olduğu ENAG'a göre bu oran yüzde 142,6 seviyesinde gerçekleşti.