Ersin Tatar Halil Falyalı'yı soran Halk TV muhabirini kovdu mu?
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la röportaj yapan Halk TV muhabiri Seyhan Avşar, sorduğu bir soru üzerine kovulduğunu iddia etti. Cumhurbaşkanlığı iddiaları yalanlarken, Avşar kamera kayıtlarının yayınlanmasını istedi.
Halil Falyalı cinayeti için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giden Halktv.com.tr muhabiri Seyhan Avşar burada Falyalı’nın kardeşi Hüsnü Falyalı ile görüştü.
KKTC’de, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile de röportaj yapan Avşar, röportaj sırasında Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan kovulduğunu iddia etti.
Tatar ile yalnızca 10 dakika görüşebildiğini belirten ve bu görüşmeden önce çantası, telefonu ve ses kaydı cihazının alındığını söyleyen Avşar, “Halil Falyalı ile çok sayıda fotoğrafınız ortada. Şu an bu koltukta oturmanızda Halil Falyalı’nın etkisi var mı?” sorusu üzerine Ersin Tatar’ın kendisine bağırarak “Yalan, dolan kim söylüyor bunu. Hakkımızda kötü propaganda yapıyorlar. Güney Kıbrıs’ta Rus mafyası cirit atıyor. Güney Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı kara para aklıyor. Tüm pis işlerin içerisinde. Siz bunu soramazsınız…” sözleriyle cevap verdiğini öne sürdü."SİZ GAZETECİ DEĞİL, TETİKÇİSİNİZ"Avşar, bu diyalogdan sonra Tatar’ın basın danışmanı Aydın Akkurt’un "Siz gazeteci değil tetikçiniz… Buraya gelme amacınız belli oldu” diyerek kendisini odadan çıkardığını belirtti.
Seyhan Avşar’ın iddiaları sonrası KKTC Cumhurbaşkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden açıklama geldi."SAYGISIZCA BİR İFADE KULLANMASI ÜZERİNE DIŞARI ALINMIŞTIR"Avşar’ın iddialarının yalan ve gerçek dışı olduğu vurgulanan açıklamada, “Röportaj devam ederken, içeriye giren Özel Kalem Müdürü, ‘Başbakan Sn. Sucuoğlu’nun geldiğini ve şeref salonuna alındığını’ arz etti. Bu nedenle de Seyhan Avşar’a ‘Başbakanımız bekliyor, röpartajı sonlandıralım, Başbakan ayrıldıktan sonra devam edilir’ denildi. Bunun üzerine öfkelenen Seyhan Avşar’ın ‘Başbakan beklerse beklesin’ şeklinde saygısızca bir ifade kullanması üzerine dışarıya alınmıştır. Dışarıda bekleyen Seyhan Avşar saygısız tutumunu sürdürmeye devam ederken, ‘Hakkınızda haber yapacağım, göreceksiniz’ şeklinde tehditler savurmuştur.
Olay bunlardan ibaret olup, söz konusu kişinin ‘Cumhurbaşkanlığı’dan kovulduğu, hakarete uğradığı’ şeklindeki iddialar yalan ve gerçek dışıdır. Bazı yayın organlarının da gerçeği öğrenmeden, bu gerçek dışı ve yalana dayalı iddiaları kullanması oldukça üzüntü verici olurken Rum yayın organlarının da aynı iddiaları kullanması da dikkat çekicidir.” ifadelerine yer verildi.SEYHAN AVŞAR'DAN 'KAMERA KAYITLARI YAYINLANSIN' ÇAĞRISIKKTC Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan bu açıklama sonrası Seyhan Avşar, twitter hesabından bir açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın kameralarla dolu olduğunu ifade eden Avşar, kamera kayıtlarının yayınlanması çağrısında bulundu.SEYHAN AVŞAR'IN YAYINLADIĞI RÖPORTAJIN TAM METNİÖncelikle dünya gündeminden başlayalım… Rusya'ya yönelik yaptırımlar nedeniyle gaz alternatifi arayışlar Doğu Akdeniz'de gerilimi artırır mı? Böyle bir gerilim Rum Kesimi ile olan parsel tartışmalarını nasıl etkiler?
Bu durum Akdeniz’deki gerilimi asla arttırmaz aksine azaltabilir çünkü aklın yolu birdir. Akdeniz’deki ülkelerde doğalgaz var. Bu gazın Avrupa’ya aktarılması Rum kesimi içinde bir kazanım olacak çünkü onlarda kazanacak. Aklın yolu birdir. Bu durum Kıbrıs’ın da statüsünü de yükseltecek. Ayrıca Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov geçtiğimiz günlerde yaptığı bir konuşmasında Kıbrıs’ta bahsetti. KKTC’nin tek taraflı olarak ilan edildiğini söyledi. Bu önemli bir açıklamaydı. Bu durum bize statü kazandırmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ‘Kıbrıs’ta yeni bir müzakere süreci olacaksa bu ancak iki eşit ve egemen devlet arasında yapılabilir’ sözlerinin ardından Rum kesimi ile bu konuda nasıl bir ilerleme kaydedildi. Rum kesimi ile son temaslar ne zaman yaşandı ve neler görüşüldü? İki devletli çözümden kasıt iki konfederal devlet mi yoksa birbirinden bağımsız devlet midir?
Sürekli görüşüyoruz. Avrupa Birliği ile Rumlar ile. Tabii ki onlar federal bir devlet olmamızı istiyorlar. Bunu asla kabul etmeyiz. Kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu kabul etmemiz Türkiye’nin buradan çekip gitmesi demek. Türkiye Cumhuriyeti’ni Kıbrıs’ta bitirmek istiyorlar. Bu durumda Türkiye Akdeniz’deki haklarını kaybeder. Kıbrıs bir Yunan adası olur. Türkiye buna müsaade etmez. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgali devam ediyor. KKTC Cumhurbaşkanı olarak bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?Bizim tek isteğimiz bir an önce barışın sağlanması. Buna ilişkin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Antalya Diplomasi Forumu kapsamında Ukraynalı ve Rus mevkidaşlarıyla bir araya geldi. Bu buluşma çok önemliydi. Prestij ve itibar kazandık. Bu savaşta tarafsızlığımızı korumayı başardık. Türkiye şu an bölgedeki lider konumunda. Kıbrıs’ın şu an en büyük sorunu ne?En büyük sorumunuz ekonomi. Pandemi sürecinin çok olumsuz etkileri oldu. Turizm eski boyutlarda değil. Petrol, elektrik, doğalgaz olağan üstü arttı. Bu süreçten bütün dünya nasibini aldı. Halk geçinemez durumda. Onlara sabredin diyoruz. Öğrencilerin Kıbrıs’a dönmesi süreci etkileyecektir. Sürem çok azaldı. Son iki soru sormak istiyorum. Halil Falyalı ile çok sayıda fotoğrafınız ortada. Şu an bu koltukta oturmanızda Halil Falyalı’nın etkisi var mı? (Bu soruyu sormam üzerine Ersin Tatar ayağa kalktı ve bağırarak söylenmeye başladı.)Yalan, dolan kim söylüyor bunu. Hakkımızda kötü propaganda yapıyorlar. Güney Kıbrıs’ta Rus mafyası cirit atıyor. Güney Kıbrıs’ın Cumhurbaşkanı kara para aklıyor. Tüm pis işlerin içerisinde. Siz bunu soramazsınız…CUMHURBAŞKANLIĞINDAN YAPILAN AÇIKLAMANIN TAMAMI“Cumhurbaşkanımız Sn. Ersin Tatar ile röportaj yapmak üzere 15 Mart günü Cumhurbaşkanlığı’na gelen Seyhan Avşar, Basın Yayın Danışmanımız Aydın Akkurt tarafından karşılanarak kabul odasına alınmış ve kendisine gereken ikramlarda bulunulmuştur.
Seyhan Avşar, Basın-Yayın Danışmanımız Aydın Akkurt ile yaptığı kısa sohbette, Kutlu Adalı ve Halil Falyalı cinayetlerini gündeme getirirken, Akkurt bu olaylarla ilgili polis soruşturmasının devam ettiğini ve kendisi eğer isterse bu olaylarla ilgili olarak Polis Genel Müdürlüğü ile konuşabileceğini söyledi. Seyhan Avşar ise, Cunhurbaşkanımız Sayın Tatar ile Ukrayna-Rus savaşı, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konuları ile ilgili olarak röportaj yapacağını söylerken, soruları da Akkurt’a göstermiştir.
Bu arada, Başbakan Sn. Faiz Sucuoğlu’nun, Cumhurbaşkanımız ile haftalık olağan görüşmesini gerçekleştirmek üzere Başbakanlık’tan ayrıldığı ve yolda olduğu haberinin gelmesi üzerine de Seyhan Avşar’a röportaj süresinin en fazla 10 dakika olabileceği söylenmiştir.
Cumhurbaşkanımız Sn. Tatar’ın makam odasına alınacak olan Seyhan Avşar’a, her ziyarette olduğu gibi cep telefonunu dışarıda bırakması gerektiği söylenirken, çantasında bulunan özel ses kayıt alma cihazı da içeriye alınmamıştır.
Röportaja başlayan Seyhan Avşar, ‘KKTC’ye gelmeden önce KKTC’nin Meksika gibi güvenli bir ülke olmadığını düşündüğünü, ama KKTC’ye geldikten sonra KKTC’nin güvenli ve huzurlu bir ülke olduğunu gördüğünü’ söylemesi üzerine, Sn. Cumhurbaşkanımız da ‘KKTC’ye yönelik iddiaların gerçek dışı olduğunu’ ifade ederken, Güney Kıbrıs’ta yaşanmakta olan kriminal olaylar ile suçlara dikkat çekti. Daha sonra ise Seyhan Avşar, Ukrayna, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konularıyla ilgili sorularını sordu. Cumhurbaşkanımız Sayın Tatar da bu soruları yanıtladı.
Röportaj devam ederken, içeriye giren Özel Kalem Müdürü, ‘Başbakan Sn. Sucuoğlu’nun geldiğini ve şeref salonuna alındığını’ arz etti. Bu nedenle de Seyhan Avşar’a ‘Başbakanımız bekliyor, röpartajı sonlandıralım, Başbakan ayrıldıktan sonra devam edilir’ denildi. Bunun üzerine öfkelenen Seyhan Avşar’ın ‘Başbakan beklerse beklesin’ şeklinde saygısızca bir ifade kullanması üzerine dışarıya alınmıştır. Dışarıda bekleyen Seyhan Avşar saygısız tutumunu sürdürmeye devam ederken, ‘Hakkınızda haber yapacağım, göreceksiniz’ şeklinde tehditler savurmuştur.
Olay bunlardan ibaret olup, söz konusu kişinin ‘Cumhurbaşkanlığı’dan kovulduğu, hakarete uğradığı’ şeklindeki iddialar yalan ve gerçek dışıdır. Bazı yayın organlarının da gerçeği öğrenmeden, bu gerçek dışı ve yalana dayalı iddiaları kullanması oldukça üzüntü verici olurken Rum yayın organlarının da aynı iddiaları kullanması da dikkat çekicidir.”