FETÖ'nün kripto yuvası bilim yuvasına dönüştü
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kripto kurumlarından biri olan Anafartalar Kolejine ait bina, Türkiye'nin ilk bilim ve sanat merkezinin (BİLSEM) olan Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezinin yeni adresi oldu
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kripto kurumlarından biri olan Anafartalar Kolejine ait bina, Türkiye'nin ilk bilim ve sanat merkezinin (BİLSEM) olan Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezinin yeni adresi oldu. Bina, Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezine tahsis edildi.
Hayırsever Emel Karakaya'nın, 1994 yılında vefat eden kızının anısını yaşatmak için kuruluşuna katkı verdiği ve 24 yıldır desteklediği merkez, bugüne kadar yüzlerce özel yetenekli çocuğun eğitimine ev sahipliği yaptı.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından Akıncı Üssü'nden kaçarken yakalanan örgütün sivil imamlarından Hakan Çiçek'in sahibi olduğu Anafartalar Koleji, örgütün en önemli kripto kurumlarından biri olarak kamuoyunun dikkatlerini çekmişti.
Başlatılan soruşturma kapsamında örgüte ait okul kapatılırken, kuruma ait binalara da el konulmuştu. FETÖ'nün gizli planlarına ev sahipliği yapan Yıldızevler Mahallesi 717. Sokak'taki binayı alan Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye'nin ilk bilim ve sanat merkezi olan Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezini buraya taşıdı.
- Önce okul yaptırdı sonra Bilim ve Sanat Merkezi
Merkezin kuruluşuna katkı veren ve bugüne kadar destekleten hayırsever Emel Karakaya, AA muhabirine, kalbi delik olarak dünyaya gelen kızı Yasemin'in Hollanda'da kalp ameliyatı sırasında verilen aşırı dozda narkoz nedeniyle 1994 yılında yaşamını yitirdiğini söyledi.
Karakaya, 7 yaşında hayatını kaybeden kızının adını ve anısını yaşatmak için Yasemin Karakaya Eğitim ve Sağlık Vakfını kurduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Vakıf olarak 1994 yılında Ankara'nın en ihtiyaç duyulan semtine okul yaptırmak için yola çıktık. O yıllarda yolu dahi olmayan ve gecekondu semti olan Mustafa Kemal Mahallesi'nde yapılan ama yarım bırakılan bir okulun hizmete açılmasına destek olmamız istendi. Değerli bürokrat Yıldız Aytekin'in de yardımıyla kısa sürede okulu tamamladık, yollarını yaptık ve hizmete açtık. Okulumuz kısa sürede en başarılı ve ilgi gören okullardan biri oldu. Daha sonra devlet-vatandaş iş birliğiyle ulaştığımız başarıyı özel yetenekli çocukların eğitimini amaçlayan Bilim ve Sanat Merkezleri Projesini, okulun bir katında hayata geçirdik. O dönem yurt dışından gerekli gereç ve donanımı getirtip Türkiye'nin ilk bilim ve sanat merkezi olan Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezini de böylece kurmuş olduk."
- "Vergiden düşmek için değil vergilendirilmiş kazançla yaptık"
Yasemin Karakaya Bilim ve Sanat Merkezinin zaman içerisinde gösterilen ilgiye bağlı olarak mekan sıkıntısı çektiğini, bu nedenle Mustafa Kemal Mahallesi'nden Ümitköy'deki bir binaya taşındığını belirten Karayaka, Ümitköy'deki binanın da zamanla ihtiyaca cevap vermekte yetersiz kalmaya başladığını söyledi.
FETÖ'nün en önemli kripto kurumlarından biri olan Anafartalar Kolejine ait Yıldızevler Mahallesi'ndeki binanın Merkezin yeni yeri olarak tahsis edildiğini vurgulayan Karakaya, "Kızımın anısını yaşatmak için kuruluşuna destek verip, aralıksız desteklediğim Merkezin yeni yerinde hizmet vermesi için üzerime düşen her türlü katkıyı verdim. Sayın Cumhurbaşkanının da önemsemesiyle Bilim ve Sanat Merkezleri yeniden can kazanıyor. Eminim daha da iyi yerlere gelecektir. Biz de burada üstümüze düşeni yapacağız. Bunu da gururla yapacağız." dedi.
Hayır işlerinde önemli olanın devletin ve hayırseverlerin desteklerine ihtiyaç duyan vatandaşlara ulaşmak olduğunu dile getiren Karakaya, "Hem Karakaya ailesi, hem de vakıf olarak hizmetlerimizi vergiden düşmek için değil, vergilendirilmiş kazançla yaptık. Hedefimiz eğitime ihtiyaç duyan çocukların vatana, millete hayırlı bireyler, Atatürkçü, vicdanı hür ve sevgi dolu insanlar olarak yetişmesi. Bunda bir katkımız olursa ne mutlu bize. Bu işleri de devletimizin desteğiyle hayata geçiriyoruz." diye konuştu.
- "Bu güzel topraklara bir tohum ekmek istedim"
Emel Karakaya, kızının anısını çocuklarda yaşatmak istediğini, bunun yolunun da eğitime destek vermekten geçtiğini dile getirerek şunları kaydetti:
"Bu güzel topraklara bir tohum ekmek istedim. Çünkü aynı ağaç gibi... Tohumu ekiyorsunuz, fidan oluyor, büyüyor ve yıllarca kalıyor. Yasemin benimle iftihar etsin istedim. Oğlum Yaşar var, okudu doktor oldu, şimdi başarılı bir iş adamı. Yasemin de yaşasaydı okuyup vatanına milletine hayırlı olurdu. Yasemin'in yaşanmamış bir hayat öyküsü var. Onu böyle yaşatmak istedim. Asla mezarına gitmedim. Çünkü Yasemin'i yerin altında hiç kabul etmedim. Onu çocukların kalbine gömdüm. O, orada yaşıyor. Onu her an görüyorum. Onun için bir şey yapma çabasındayım ve ben bundan mutluyum. Evet acılı bir anneyim ama bu acımı başka şekilde yaşayabilirdim. Ben bu acımı çoğaltmıyorum, Yasemin'i yaşatıyorum. İyilik yapma imkanı bana verilen bir onur. Devletimiz bu imkanı verdiği için teşekkür ediyorum."
Okul yaptırmasına, Türkiye'nin farklı şehirlerinde anaokulu açmasına ve çok sayıda öğrenciye burs sağlamasına karşın kendisini "hayırsever" olarak nitelendirmeyen Karakaya, amacının eğitimde maddi manevi desteğe ihtiyacı olan, geleceğimizi emanet edeceğimiz bireylerimize eğitim hayatlarının ilk basamaklarından itibaren sahip çıkmak ve topluma da örnek olmak olduğunu söyledi.
Çalışmalarında eşi Ali Karakaya'nın motivasyonunu arkasına aldığını, merhum kayınpederi Kaya Karakaya'nın da Elazığ'da birçok okul yaptırarak aile olarak kendisine hep destek verdiğini belirten Emel Karakaya, amacının kendisinin vefatının ardından da hayır işlerini sürdürecek bir sistemi kurmak olduğunu vurguladı.