Güler Sabancı: 2021’de derinleşen yoksulluğa tanıklık ettik, dünyanın geleceği tehdit altında
TÜSİAD Dijital Türkiye Konferansı 2022'de yapılan açılış konuşmasında dernek başkanı Kaslowski, "İnsani gelişme ve yetkinleşme, bilim ve teknolojiye, etkin ve kapsayıcı kurum ve kurallara dayalı bir kalkınma anlayışını esas almalıyız" dedi. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ise artan yoksulluğa vurgu yaptı.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Dijital Türkiye Konferansı 2022 bugün başladı.
Toplantının açılış konuşmaları TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Başkanı Serkan Sevim tarafından yapıldı.
Konferansın ana tema konuşmalarını ise Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu gerçekleştirecek. Tüm gün sürecek konferans değerli konuşmacılara ve ilham verici panellere ev sahipliği yapacak.KASLOWSKİ: KALKINMA STRATEJİLERİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİEtkinliğin açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski, dijital ve yeşil dönüşüme vurgu yaptığı konuşmasında şunları söyledi:
Covid-19 salgını ve maalesef ülkemizde de giderek artan şiddette yaşadığımız aşırı iklim olayları, küresel ölçekteki risklere ve krizlere hazırlıklı olunmasının kritik önemini gösteriyor. Mevcut sosyal ve ekonomik altyapılar ve iş yapma biçimleri bu süreçlerde birçok sınavdan geçti, birçoğu da sınıfta kaldı. Bugün; ülkelerin kalkınma stratejilerini gözden geçirmeleri ve değişen şartlara uyum sağlayacak şekilde yapılandırmaları halinde başarının sürdürülebilir olacağını biliyoruz.
Dinamik nüfus yapımız, bilişim teknolojilerinin kullanımındaki artış ve mobil uygulamaların gelişimi itibariyle dijital dönüşüm sürecinde güçlü bir mesafe kat etme potansiyelimiz var. Bu potansiyeli hayata geçirebilmek için eğitimin niteliğinin geliştirilmesi, yetkin insan kaynağının korunması, geniş bant altyapısının güçlendirilmesi, KOBİ’lerin teknoloji kullanımının desteklenmesi gibi unsurları içeren geniş bir vizyona ihtiyacımız var.
İnsani gelişme ve yetkinleşme, bilim ve teknolojiye, etkin ve kapsayıcı kurum ve kurallara dayalı bir kalkınma anlayışını esas almalıyız. Bu anlayış bizi gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye hedefine ulaştıracaktır.
Yenilenen küresel düzene uyum sağlamak için en önemli ihtiyaçlardan biri teknoloji. Yapay zeka, artırılmış gerçeklik, makine öğrenimi, blok zincir gibi yeni nesil teknolojilerin üretilmesi ve kullanılması, sektör ve ölçek fark etmeksizin verimlilik ve katma değer artışında katalizör oluyor. Çağın dinamiklerinin yakalanmasına büyük veri kritik bir rol oynuyor. İnternet metaverse ile kullanıcıya izleme ve takibin çok ötesinde gerçek deneyim yaşatan sürükleyici bir evrene dönüşüyor. Büyük veri, ileri malzeme gibi yeni nesil teknolojilerin iklim değişikliği ile mücadelede büyük rol oynayacağı aşikar.
Büyük miktarlarda verinin işlenmesi enerji tüketimini de artırıyor. Küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 2’sinin, elektrik tüketiminin neredeyse yüzde 10’unun kaynağını bu süreçler oluşturuyor. Bu oranların yükselmemesi için dijital sektörün yeşil dönüşümü gerçekleştirmesi çok önemli.”SABANCI: DÜNYAMIZIN GELECEĞİ TEHDİT ALTINDASabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ise hayırseverlikteki dijital dönüşüm konusunda konuştu.
Sabancı, “Tüm dünya değişim ve dönüşümden geçiyor. 2021, pandemi ve iklim aciliyetinin tetiklediği afetlere, artan eşitsizliklere ve derinleşen yoksulluklara tanıklık ettiğimiz zor bir yıl oldu. Dünyamızın geleceği tehdit altında” ifadelerini kullanan Sabancı şöyle konuştu:
“Geri dönülmesi mümkün olmayan bir noktaya doğru ilerliyoruz. İklim acil durumu ve pandeminin artırdığı eşitsizliklerin yanında dijitalleşmenin hız ve önem kazandığı bir dönemdeyiz.
Günümüzde çokça konuşulan Z kuşağının ana odağında teknoloJi ve dijitalleşme yer alıyor. Bu nesil çatışmaları çözmek ve dünyayı iyileştirmek için teknolojiyle beraber dayanışma ve birlikte çalışmanın etkisine derinden inanıyor. Bu kapsamda gençlerin gönüllüğünü tam bir hayırseverlik olarak görüyorum.
Pandemi döneminde gençler kendi aralarında kurduğu iletişim ağlarıyla evden çıkamayan kişilerin alışverişlerini yaptı. Boğaziçi Üniversitesi mezunları, hayata geçirdiği ‘tok tuk’ projesi ile bu dönemde maalesef sayısı artan açlık sınırının altında bulunan insanlara sağlıklı yemekler dağıtıyor.”
Sabancı mobil uygulamalar aracılığıyla geliştirilen bazı hayırseverlik uygulamalarından örnek vererek bu gelişmelerin umut verici olduğunu belirtti.KADIN STK’LARINDAN ‘YOKSULLUK’ VURGUSUSahada çalışan bazı kadın sivil toplum örgütlerinin liderleri ile bir araya geldiklerini belirten Sabancı, “Kadın liderlere 2021 ile ilgili deneyimlerini sorduğumuzda yoksulluk meselesinin kadına şiddet kadar kritik hale geldiğini belirttiler. İklim acil durumunun yarattığı yoksulluk konusunda bizi uyardılar” dedi.
Bu sıkıntılar bir yandan devam ederken bir yandan teknolojinin ve dijitalleşmenin dönüşümünün devam ettiğini aktaran Sabancı, “Kadın sivil toplum örgütleri zorluklarla mücadelede ülkemizdeki dayanışmanın çok güçlü olduğunu ifade ettiler. Bu dayanışmanın etkisinin dijital teknolojiler sayesinde arttığını da vurguladılar” diye konuştu.