Saygı Öztürk, bugünkü köşe yazısında 1990'lı yıllarda isimleri adam öldürme, kaçırma, vurma, haraç olaylarına katılan aynı aile mensup 3 kişinin Falyalı cinayetiyle ilgili gözaltına alındığını, bu sayının artacağını söyledi.“Bir polis müdürüyle konuştum” diyen Öztürk, emniyet mensubunun ifadelerini şöyle aktardı: "Bu suç örgütünün mensuplarından bazıları emniyetten, silahlı kuvvetlerden atılma. Ailenin hepsi de tahsilli. Aralarında doktor olanlar da var. En büyük özellikleri de sorguda konuşmamaları ya da olayı farklı yöne çekecek ifadeler vermeleridir. Yani yaptıklarını söylemezler. O yüzden bazı işler bunlara ihale edilir. Eğer, bu kişilerin eylemi yaptığı belirlenirse, bilin ki kimseyi ele vermezler. Bu kişiler Kalaşnikof silahları nasıl bulmuş, KKTC'ye nasıl sokmuş belli değil. Ailenin Güneydoğulu olması uzun namlulu silaha ulaşımı kolaylaştırıyor. Şunu biliyorum, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi, her yıl önemli sayıda silah yakalardı. Şimdi, toplu silah yakalandığına hiç tanık olmuyoruz. KKTC denilince aklımıza Dr. Fazıl Küçük, Rauf Denktaş, TMT gelir. Rahmetli Rauf Denktaş'ın kızı Ender Hanım'la sohbet ederken, o da “Adada en önemli konu güvenlik oldu. Memlekette kim nedir belli değil. Adeta KKTC, ‘Sorma gir' hanına döndü. Yani, KKTC, güvenlik yönünden eski KKTC değil. Bunu söylediğim için de çok üzgünüm” Öztürk, yazısında şunları söyledi: "Falyalı dün sırlarıyla birlikte Kumyalı köyünde toprağa verildi. Onun, konuşmadan, sorgulanmadan ölümü bazı kişileri rahatlatmıştır. Belki alacak-verecek anlaşmazlığı da vardır ama asıl onun susturulması için bu cinayetin işlendiği göz ardı edilmemeli."