Öte yandan; Kıbrıs'ta gözaltına alınan bir kişinin serbest bırakıldığı öğrenildi. Ayrıca Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'ndan 'tekne ile kaçtılar' iddialarına yanıt geldi. Kıbrıs'ta otel ve kumarhane işleten Halil Falyalı, sır dolu bir suikasta kurban gitti. Korkunç olayla ilgili yeni gelişmeler meydana geldi. Sabah gazetesinin haberine göre Falyalı suikastının azmettiricisinin Yaşam Ayavefe olduğu iddia edildi. Cinayet emrini Yunanistan'ın başkenti Atina'dan verdiği belirtildi. Ayavefe'nin tetikçilere ise 8 milyon dolar ödediği iddia edildi.

YASA DIŞI BAHİSLE ZENGİN OLDU!

Aslen İranlı olan ve 1984'te Adana'da dünyaya gelen Yaşam Ayavefe'nin babasının ise bir dönem İncirlik Üssü'nde görevli olduğu öğrenildi.Yazılım eğitimi alan Ayavefe, iddialara göre yasa dışı bahis ile hatırı sayılır bir servet elde etti.

BİR DÖNEM HALİL FALYALI İLE YAŞAM AYAVEFE BİRLİKTE ÇALIŞTI

6 yıl önce KKTC vatandaşlığından atılan Ayavefe, önce Balkanlara daha sonra ise Yunanistan'a iltica etti. Ayavefe'nin bir dönem Halil Falyalı ile çalıştığı öğrenildi.

FALYALI SORUŞTURMASINDA 1 KİŞİ SERBEST!

Öte yandan Kıbrıs'taki soruşturmada ise yeni bir gelişme yaşandı. Halil Falyalı ve şoförü Murat Demirtaş'ın öldürülmesi ile ilgili olarak tutuklanan Yusuf Güneş, olayla bağlantısı olmadığı gerekçesiyle serbest bırakıldı. Suikastın ardından; Türkiye'de ve KKTC'de eş zamanlı düzenlenen operasyonlar sonucunda 10 kişi tutuklanmıştı. Güneş'in serbest bırakılmasıyla birlikte tutuklu sayısı ise 9 oldu. Öte yandan; Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, 8 Şubat gecesi Halil Falyalı'ya yönelik gerçekleştirilen suikast sonucu olayın faillerine yönelik

"Tekne ile Türkiye'ye kaçtılar"

iddialarına yanıt verdi. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'ndan yapılan açıklamada, Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın 24 saat boyunca sahillerde devriye attığı ifade edildi. "İddiaların aksine, saldırı sonrasında deniz alanında keşif ve gözetleme faaliyetleri en üst seviyeye çıkarılmıştır" denildi. Açıklamada ayrıca olayın yaşandığı 8 Şubat akşamı denizin fırtınalı olduğu ve küçük/süratli teknelerin seyre çıkamayacağı aktarıldı.

'SÖYLEMLER ŞAŞKINLIK VE HAYRETLE TAKİP EDİLMEKTEDİR'

İşte Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'ndan yapılan açıklama: Bazı kişilerce, geçtiğimiz hafta meydana gelen olaydaki canilerin denizden süratli bot ile kaçtığına dair söylemleri şaşkınlık ve hayretle takip edilmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sahil Güvenlik Komutanlığı mevcut gemileri, botları ve karada konuşlu radar birimleri ile ülkemizin 396 km kıyı şeridi ve 8807 km² deniz yetki ve sorumluluk sahasında 7 gün 24 saat kesintisiz olarak görevi başındadır. İddiaların aksine, saldırı sonrasında deniz alanında keşif ve gözetleme faaliyetleri en üst seviyeye çıkarılmıştır.

Fikir beyan edenler 08 Şubat akşamı deniz durumunu gözardı etmiş olmalıdır. Gerçek olan o günkü denizin fırtınalı, sahile yakın yerlerde 1,5-2 metre, açık denizde ise 2-2,5 metre dalga olduğunu ve denizin bu durumunda küçük/süratli teknelerin seyre çıkamayacağı hususunun dikkatlerinden kaçmış olmasıdır.

Bunlara ilave olarak, eş zamanlı Türkiye Sahil Güvenlik birimleri ile irtibata geçilerek onlarında müteyakkız hale getirildiği, böylece karşılıklı deniz ve sahil şeridi boyunca deniz yolunun tamamında keşif ve gözetlemenin azami şekilde icra edildiğini bilmemeleri nedeni ile farklı yoruma gittikleri düşünülmektedir.

Ayrıca olay öncesi ve sonrasında KKTC Kuzey kıyılarında mevcut limanlarından giriş-çıkış yapan yat ve sürat teknesi tespiti bulunmadığını belirtmekte fayda vardır.

Sonuçta, Polis Genel Müdürlüğü'nün 13 Şubat akşamında yaptığı basın açıklaması ile devam eden tahkikat sürecinde, faillere ve olayda kullanılan silahlara ulaşıldığı halkımız ile paylaşılmış ve gündemi işgal eden yorumlar beyhude kalmıştır. Halkımıza saygı ile duyurulur.