İstanbul’daki VM Medical Park Pendik Hastanesi’nde hastalara, keman ve mini piyano dinletisi yapıldı. Tedavi odalarında hastalara genellikle caz ve klasik müzik dinletisi yaptıklarını belirten Uzm. Dr. Tayfun Hancılar, sanatın doğrudan hastalığı iyileştirici etkisi olmasa da anksiyeteyi önleme özelliğiyle tedavide büyük kolaylık sağladığını söyledi. Dünyada görülen kanser sayısının her geçen gün daha da arttığına değinen Uzm. Dr. Hancılar,“Yapılan bir araştırmada, 1991 ile 26 yıl sonrası (2017) karşılaştırıldı. Buna göre kanser hastalarının yaşam oranı yüzde 29 arttı. Bu büyük artış” açıklamasını yaptı.

“YAŞAM ORANI ARTMASINDA TEKNOLOJİNİN ETKİSİ BÜYÜK”

Yaşam oranlarının artmasında birçok etkenin olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Hancılar şunları söyledi:

“Mesela kemoterapinin yerini yavaş yavaş immünoterapi almaya başladı. Radyolojide çok ciddi teknolojik ilerlemeler var. Şu anda kullandığımız cihazlar çok iyi tedaviler yapmamıza olanaklar sağlıyor. Bir de PET CT gibi imkânlar sayesinde erken teşhis olanaklarımız arttı. O yüzden kanser arttığı doğru ama kanserde yaşam oranı da çok ciddi bir şekilde artıyor.”

“SIK ŞEKİLDE VE AZ BESLENSİNLER”

Kanser hastalarının nasıl beslenmesi gerektiği hakkında bilgiler veren Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Cemil Bilir ise, “Alınan tedaviye göre beslenme şekli değişebiliyor. Kemoterapi alan bir hastanın vücudu oldukça zorlandığı için bolca sıvı tüketmesi gerekiyor. Öğünler sık sık, az az alınmalı. Kullanılan ilaçlar mide bulantısı yaptığı için kilo kaybına neden oluyor. Bu bağlamda sadece beslenme değil, bazen damardan vitamin takviyesi de yapmamız gerekebiliyor. Hastalar aşırı kalorili beslenmemelidir. Ne fazla kilo almalı ne de vermelidir. Ayrıca günde en az iki litre su içsinler” dedi.

HERKES BEDENİNİN FARKINDA OLSUN

Müzik dinletisine katılan 40 yaşındaki edebiyat öğretmeni Hüsnügül Erdeve, yaklaşık 8 ay önce ikinci evre meme kanseri olduğunu öğrendi. Kendisine erken tanı konulduğunu ifade eden 2 çocuk annesi Erdeve, “Bedenimdeki bazı değişimlerle hastalığımın farkına vardım. Bu yüzden herkes bedeninin farkında olmalıdır. İnsanlar en ufak belirti fark ettiğinde doktora gitmeli çünkü erken tanı çok önemli. Şu an iyiysem bunu erken tanıya borçluyum. Önce kemoterapi aldım ardından ameliyat oldum. Şimdi ise radyoterapi alıyorum. Bu da bitince ‘inşallah hastalık bitti’ diyeceğim” dedi.

“MÜZİK BANA HASTALIĞIMI UNUTTURDU”

İlk süreçte psikolojisinin kötü olduğunu vurgulayan Erdeve, “Kanser ölümle özdeşleştiriliyor. Öyle bir şey yok. Kendime geldim ve çocuklarım için ben bu süreci atlatacağım dedim. Atlattım da sayılır. Kimse pes etmesin. Şunu fark ettim; aslında bu hastalık diyor ki kendini çok yıprattın, biraz kendine zaman ayır. Kendimi çok yormuşum. Hiç dinlenmemiş, kendimi dinlememişim. Hep öncelik sıram başkaları olmuş. Karar verdim ve artık öncelik sırası benim oldu. Bu dönemde bol bol kitap okudum, sahilde yürüyüp müzik dinledim. Ve ruhuma çok iyi geldiğini, hastalığımı bile unutturduğunu fark ettim” şeklinde konuştu.

“TORUNLARIM İÇİN İYİ OLACAĞIM”

Yine dinletiye katılan akciğer kanseri olan 72 yaşındaki Tayfun Kalyoncu ise “8 ay önce bu hastalığa yakalandığımı öğrendim. Sadece bir öksürükle başladı. Tedavim erken oldu. Tabii tedavi sürecimde hekimlerime de çok inandım ve güvendim. En önemlisi de buydu. Bu şekilde korkacak bir şeyiniz olmuyor. Ben önce akıllı ilaç tedavisi daha sonra ise ışın tedavisi gördüm. Şu an çok rahatım ve bir sıkıntım yok. Moralim de gayet iyi. Çünkü hastalığı atlatmada moral çok önemli. Diğer hastalar da güçlü olsun. Kendilerini hemen bırakmasın. Ben 4 torunum ve kızlarım için iyi olacağım” açıklamasını yaptı.