2022 Ocak sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku 173,7 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Böylelikle Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın revizyonu dikkate alınarak bakıldığında söz konusu veri setinin en yüksek seviyesi kaydedildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre 2022 Ocak sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 173,7 milyar dolar oldu.
Böylelikle TCMB'nin verilerde yaptığı revizyonu tüm veri setine uygulandığında kısa vadeli dış borç stokunun rekora çıktığı görüldü.
Söz konusu stokun 17,4 milyar dolarlık kısmı, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçlarından oluştu. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 19,8, Merkez Bankası’nın yüzde 15,6, özel sektörün ise yüzde 64,6 oranında paya sahip olduğu gözlendi.
Veri setinde hangi revizyonlar yapılmıştı?
Merkez Bankası'nın açıklamasına göre, kısa vadeli dış borç İstatistikleri, ticari krediler altında yer alan "İthalat Borçları" verisinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından doğrudan raporlama yöntemiyle derlenmesi, uluslararası metodolojiye uyum çerçevesinde menkul kıymetlerin sahiplik tanımında yasal sahiplikten ekonomik sahiplik esasına geçilmesi, yurt dışı yerleşiklerin mevduatlarında vade ayrımının yapılarak uzun vadeli mevduatların kısa vadeli dış borç kapsamından çıkarılması nedenleriyle revize edildi.
TCMB uzmanları bankanın blog sayfasında söz konusu rezervlere neden ihtiyaç duyulduğunu ve bu revizenin ne anlama geldiğini de açıkladı.
Dış borç istatistiklerini etkileyen en kapsamlı revizyonun vadeli dış ticaret kaynaklı ihracat alacakları ve ithalat borçlarının firmalardan doğrudan raporlama yöntemi ile derlenmesi olduğu belirtildi.
Eski uygulama ticari kredilerin kullanımları için TÜİK tarafından yayımlanan ödeme şekillerine göre ihracat ve ithalat verileri ile bankalardan raporlanan vadeli dış ticaret işlemlerini esas alıyordu. Geri ödemeleri ise ortalama vade varsayımı ile borç istatistiklerine yansıtıyordu.
Uzmanlar Türkiye’nin ithalatında yapısal bir değişiklik olmamasına rağmen son yıllarda bu yöntemle hesaplanan ithalat borçlarında dikkat çekici bir artış gözlendiğini belirtirken bu duruma, firmaların gümrük beyannamelerinde peşin ithalat işlemlerinin bir kısmını mal mukabili olarak bildirmeleri, bankaların da firmaların vadeli ithalatlarına ilişkin geri ödemelerini takip etmeleri uygulamada zor olduğu için eksik raporlama yapmalarının yol açmış olabileceğine dikkat çekti.
Revizyonla ihracat alacakları arttı, ithalat borçları azaldı
Blog sayfasında yer alan değerlendirmeye göre ticari kredi verilerinde söz konusu tutarsızlıkların düzeltilmesi amacıyla 2020 yılında TCMB-TÜİK iş birliğinde, birçok ülkede yaygın olarak kullanılan doğrudan raporlama tekniği ile firma seviyesinde veri derlenmesine yönelik bir çalışma başlatıldı.
Çalışma ile çeyreklik dönemler itibarıyla toplam vadeli ithalatın ve ihracatın en az yüzde 80’ini temsil eden firmalardan yurt dışı ticari alacak ve borçlarını detaylı şekilde raporlamaları talep edildi.
Buna göre 2021 birinci çeyreğinde araştırma 8 bin 971 firmaya uygulandı ve yüzde 99’a yakın cevaplılık oranı ile 8 bin 869 firmadan veri derlendi. 2021 2., 3. ve 4. çeyrek dönemi çalışmalarında da bu firma çerçevesinin kullanılması öngörülüyor. 2021 ilk çeyrek örneklemi toplam ihracatın yüzde 81’ini, ithalatın ise yüzde 86’sını temsil ediyor.