Meğer hırsız içerdeymiş. Şebeke üyelerinin mesai saatlerini onlar ayarlamış, TIR’larla kameraları perdelemişler, yetkilerini kullanıp uyuşturucuyu dışarı çıkarmışlar.

Birgün'den Timur Soykan'ın haberine göre Mersin Limanı’nı işleten özel şirket Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. (MIP) binasında 54 kilo kokainin yakalanmasıyla ilgili iddianame 25 Ekim’de tamamlandı. İlk kez halktv.com.tr’den Dinçer Gökçe’nin duyurduğu haberi ilerletelim. İddianameden büyük skandalı anlatalım:

Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği (MIP) A.Ş. çalışanı bir kişi, 15 Kasım 2023 günü saat 05.00 sıralarında nöbetçi Gümrük Muhafaza Memurları’nın yanına geldi.

A1 sahasında şüpheli bir aracın konteynerlerin arasına girişi çıkış yaptığını anlattı ve bu aracın daha sonra MIP A.Ş.’ye ait acente ve lojistik binası yakınına geldiğini söyledi. “İki kişi araçtan çantalarla indi ve çantalarla binaya girdiler” dedi.

MASANIN ALTINDA 54 KİLO KOKAİN

İhbar üzerine Mersin Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü personeli MIP A.Ş.’ye ait binaya gitti. Araçtan çantalarla inenler, limanda telsiz tamirlerinden sorumlu Eyyüp Acar ve Bedri Atakan Kaya’ydı. Gümrük Muhafaza memurları bu kişileri sorguladı ve binanın 3. katındaki 20 numaralı odadaki masanın altında 4 tane çanta bulundu. Çantalarda 46 paket halinde 54 kilo kokain vardı. Bir paketin üzerine uyuşturucunun yolculuğunu takip etmek için GPS cihazı yerleştirilmişti.

MIP A.Ş.’de telsizlerden sorumlu lojistik memuru Eyyüp Acar ve taşeron firmanın telsiz tamircisi Bedri Atakan Kaya gözaltına alınırken kokainin liman içindeki yolculuğu mercek altına alındı. Kamera kayıtları incelendiğinde iki telsizcinin liman içinde kullandığı otomobilin CRSU6111570 numaralı konteynerin yanında durduğu görüldü. Bu konteyner, Ekvador ülkesinden Mısır bayraklı Wadı Alrayan isimli gemiyle getirilmişti, muz yüklüydü.

BÜYÜK ORGANİZASYON

Kamera kayıtlarında iki telsiz tamircisinin kokaini aldığı an görünmüyordu ve bu durum organizasyonun çok daha büyük olduğunu gözler önüne sermişti. Bu konteyner limanın A1 alanında üç TIR’ın kameraların açısını kapattığı bir yere bırakılmıştı. Kamera kayıtları incelenince TIR’ların konteyneri perdelemek için özellikle konumlandırıldığı anlaşıldı. Yani; iki telsizciden çok daha fazla kişi bu uyuşturucu kaçakçılığında rol oynamıştı.

VARDİYA AMİRİ

Savcılığın iddiasına göre; limandaki vardiya amiri Ersin Açık, kokain bulunan konteynerin indirileceği zamanı ayarlıyordu. Bu sayede limandaki uyuşturucu kaçakçısı şebekeye mensup çalışanların konteyneri almasını sağlıyordu. Ayrıca uyuşturucu kaçakçılığında rol alacak görevlilerin vardiya saatlerini değiştirdi. Bu sayede; limandaki araç trafiğini yöneten kişi, liman rıhtım denetçisi ve konteyneri çekecek aracın şoförü kendi çalışma saatleri olmamasına karşın limandaydı. İddiaya göre; uyuşturucu paketlerinin arama yapılmadan limandan çıkmasını da o sağlıyordu.

MIP’de lojistik memuru olan Eren Baday, rıhtım planını limandaki uyuşturucu şebekesine gönderiyordu. Böylece limandaki çete, uyuşturucu bulunan geminin hangi rıhtıma hangi gün ve saatte yanaşacağından haberdar oluyordu.

ARAÇ TAKİP SORUMLUSU

MIP A.Ş.’de araç takip sorumlusu olan Taner Salmış, saatler önce evine gitmiş olmalıydı ama limandaki trafiği o yönetiyordu. Limanda konteynerleri taşıyan araçların nereye gideceklerini, konteyneri nereye bırakacaklarını, TIR’ların duracağı yerleri o belirliyordu. İddianameye göre; kokain saklanan konteynerin A1 sahasında bırakılacağı yeri seçti. Burayı gören kameraların açılarını kapatmak için TIR’ların şoförlerine park edeceği yerleri söyledi.

Liman rıhtım denetçisi Murat Alemdar da mesaiye kalmıştı. O gemiden hangi konteynerin hangi vinç ile alınıp hangi terberg (konteyneri çeken araç) tarafından çekileceğini ayarlıyordu. Kokain bulunan konteyner ile terbergi 1.5 saat boyunca eşleştirmedi. Böylece konteynerin X-Ray cihazına girmesini geciktirdi. Ayrıca şebekeye mensup terberg şoförünün bu konteyneri almasını sağladığı iddia ediliyor.

KONTEYNERİ ÇEKEN ŞOFÖR

Konteyneri Mustafa Demiral isimli terberg şoförü aldı. Bu sırada liman trafiğini yöneten Taner Salmış ile temastaydı. Taner Salmış, iki TIR ile kameraları perdelediği A1 sahasındaki yere Mustafa Demiral’ı yönlendirdi. Mustafa Demiral, saat 03.40’ta kokain gizlenmiş konteyneri tam olarak onun söylediği noktaya getirdi. Mustafa Demiral da mesaiye kalmıştı.

Bu organizasyon için özellikle yemek saatini seçmişler, tanık olmamasını sağlamışlardı. Taner Salmış takip aracıyla konteynerin yanına geldi. Terberg şoförü Mustafa Demiral’a 4 saattir park halinde olan başka bir TIR’ı konteynerin yanına getirmesini söyledi. Bu TIR da kamera açılarını kapattı. Taner Salmış, buradan TIR ve terberg şoförlerini aldı ve hep birlikte yemeğe gittiler.

İKİ TELSİZCİ 4 ÇANTA

Limanın telsiz tamircileri Eyyüp Acar ve Bedri Atakan Kaya, kameralar perdelenip bütün ayarlamalar yapıldıktan sonra limanda otomobil ile ilerliyordu. Saat 04.00 sıralarında konteynerin yanına geldiklerinde hiçbir kamera onları görmüyordu. Konteynerin arkasındaki soğutucu motor kapağının civatalarını söküp 4 çantayı aldılar ve otomobile yüklediler. Daha sonra 4 çantayı MIP A.Ş.’nin acente ve lojistik binasına taşıdılar.

Bu çantaları dikkat çekmeden çıkartmak için vardiya değişim saatini bekleyeceklerdi. Bu sırada Gümrük Muhafaza memurlarına ihbar geldi ve 46 paket halindeki 54 kilo kokain binadaki 20 numaralı odada yakalandı.

KAÇAKÇI POLİS MUHBİRİ ÇIKTI

Ancak limandaki uyuşturucu çetesi bu kişilerle sınırlı değildi. Uyuşturucu kaçakçılığı yapan Eyyüp Acar aynı zamanda narkotik ve Gümrük Muhafaza’nın kayıtlı muhbiriydi. Onun itiraflarıyla büyük resim ortaya çıkacaktı.

Eyyüp Acar yaşadığı mahallede torbacıları ihbar ederek polislerle ilişki kurmuştu. Haziran 2018’de narkotik polisi tarafından haber elemanı olduğu gizlenerek Mersin Limanı’nda işe sokuldu. İlk etapta narkotik polisine bilgi vererek küçük çapta üç kokain sevkiyatının yakalanmasını sağladı.

Aynı süreçte uyuşturucu kaçakçılarıyla bağlantılar geliştirdi ve iddianameye göre; limandaki uyuşturucu ağına dahil oldu.

MUHBİRDEN ŞOK İTİRAFLAR

54 kilo kokaini kaçırmak üzereyken suçüstü yakalanan Eyyüp Acar, ilk ifadesinde suçlamaları kabul etmeyip polis muhbiri olduğunu anlatırken daha sonra etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini söyledi ve itiraflarda bulundu.

Vardiya amiri Ersin Açık, limandaki terberg araçların trafiğini yöneten Taner Salmış, kokain bulunan konteyneri limanın A1 sahasına çeken Mustafa Demiral’ın arasında olduğu terberg şoförleri, MIP’de lojistik memuru Eren Baday, telsiz tamircisi Bedri Atakan Kaya’nın limandaki uyuşturucu çetesinin mensubu olduğunu söyledi. İddianamenin aksine Murat Alemdar’ın uyuşturucu faaliyetlerine katılmadığını savundu.

İtirafçı olan Eyyüp Acar, bir yandan polis muhbiri olduğunu anlatıyor diğer yandan limandan uyuşturucu çıkarttıklarını itiraf ediyordu.

10 KİLO KOKAİNİ TESLİM ETMİŞLER

54 kilo kokaini yakalatmalarından yaklaşık bir ay önce 11 Ekim 2023 günü 10 kilo kokaini limandan çıkardıklarını anlattı. Eyyüp Acar’ın emrinde çalışan telsiz teknisyeni Bedri Atakan Kaya da bu olayla ilgili itiraflarda bulundu.

Bu ifadeye göre; Eyyüp Acar, 11 Ekim 2023 gecesi limanda X-Ray’dan önceki sahada bir konteynerin soğutucu motorundan iki çantadaki 10 kilo kokaini çıkardı. Bu çantaları birlikte MIP binasına taşıdılar. Taner Salmış, limanda görevli turuncu tepe lambalı bir araçla geldi ve çantaları bu araca taşıyıp limandan çıkardılar. İddiaya göre; Eyyüp Acar, limandan çıktıktan sonra çantaları kendi aracına aldı ve Mersin Meriş Alışveriş Merkezi’nin arka sokağında uyuşturucuyu Ferdi Tekin isimli kişiye teslim etti. Eyyüp Acar çantaları Bedri Atakan Kaya’nın taşıdığını iddia ediyor, ancak bu teslimatı yaptıklarını kabul ediyordu.

GÜMRÜK MÜDÜRÜNE RÜŞVET

Peki onu muhbir olarak kullananlar limandan uyuşturucu çıkardığını bilmiyor muydu? Yoksa onunla birlikte mi çalışıyorlardı?

Eyyüp Acar’ın 10 kilo kokain ile ilgili itiraflarında bu sorunun yanıtı vardı. Narkotik polisinin yanı sıra Gümrük Muhafaza Müdürlüğü’ne muhbirlik yaptığını anlatan Eyyüp Acar, Mersin Limanı Gümrük Muhafaza Kaçakçılık İstihbarat Amiri Ramazan Kara’ya bilgi verdiğini söyledi. Ramazan Kara’nın 10 kilo kokainin çıkartılması olayında 50 bin TL rüşvet aldığını iddia etti. 54 kilo yakalanan kokain ile ilgili de Ramazan Kara’ya bilgi verdiğini savundu. Hatta gözaltına alındığında Ramazan Kara’nın adını vermemesi için diğer Gümrük yöneticileri tarafından uyarıldığını iddia etti.

190 BİN DOLARI KAPALIÇARŞI’DAN ALDI

Eyyüp Acar, uyuşturucu parasını nasıl aldıklarını da ifadesinde anlattı. 10 kilo kokaini çıkartmak için 212 bin dolara anlaşmışlardı. Kaçakçılara cebindeki bir banknotun fotoğrafını çekip gönderdi. ‘Token’ denilen bu banknotun üzerindeki seri numarası şifreydi. Kapalıçarşı’daki Mehmet Ali Özkan’ın sahibi olduğu Coinvest isimli döviz bürosuna bu banknotu gösterdi ve karşılığında 90 bin dolar aldı. Daha sonra Eyyüp Acar’ın kardeşi ‘Arabacı Döviz’ isimli Laleli’deki havala ofisine gitti ve burada ona 70 bin dolar teslim edildi. Paranın 190 bin dolarını alabildiklerini anlatan Eyyüp Acar “Taner bu parayı ekibe dağıttı. Bu mal Karadeniz’den Batum’a gitmiş. Bunu Taner söyledi. Ben bu sevkiyattan biraz fazla almıştım. Taner bu nedenle beni kıskanmıştı. Ancak yakalanan 54 kilo uyuşturucu partisinden 9 milyon TL alacağımızın 6 milyon TL’sini kendisi alacaktı” dedi.

MUZ ŞİRKETLERİNİ SÖYLEMİŞ

Peki limandaki kokain köstebekleri hangi kartele çalışıyordu ve Eyyüp Acar onlarla nasıl temasa geçmişti?

Eyyüp Acar itiraflarında Anamur’da telefoncu dükkanı olan bir arkadaşının kendisini Reşit Özer ile tanıştırdığını anlattı. Reşit Özer, 23 yıldır Latin Amerika ülkesi Bolivya’da yaşayan uyuşturucu kaçakçısı Bedir Özer’in oğluydu. Daha önce limandaki hamalları, memurları kullanarak kokaini liman çıkarttıklarını anlatan Reşit Özer, Eyyüp Acar’a “Sen malı limandan çıkartabilir misin” diye sordu. Eyyüp Acar, sık sık Bedir Özer ile de telefonla konuşmaya başlamıştı. Bedir Özer, Ekvador’da Türk şirketi Yılport’un işlettiği Puerto Bolivar Limanı’nda iş yaptığını söylemişti. Eyyüp Acar “Bu şahıslar bana Mersin Limanı’na muz getiren firmaların isimlerini sormuştu. Ben de söylemiştim… Ayrıca Kolombiya’daki Buenaventura Limanı’ndan sevkiyatlar yaptıklarını söylemişlerdi” dedi. Eyyüp Acar’ın bu ifadesi muz firmalarının “Bizim haberimiz olmadan konteynerlere kokain yüklüyorlar” savunmasını güçlendiriyor. Eyyüp Acar, ifadesinin birkaç yerinde Mersin’e muz getiren firmaları uyuşturucu kaçakçılarına söylediğini anlatıyor.

'30 ÜLKEYE GÖNDERİYORUZ'

Sonuçta Reşit Özer ve babası Bedir Özer, Bolivya ve Kolombiya’da kokain gizledikleri konteynerlerin numaralarını ve gemilerin ismini Eyyüp Acar’a iletiyordu. Bu uyuşturucu kaçakçıları daha sonra Eyyüp Acar’ı İlhan Tekin ile tanıştırdı. İlhan Tekin, uluslararası uyuşturucu baronu Arnavutluk vatandaşı Hajdar Lala’nın Belçika’daki depolarının sorumlusuydu. Hajdar’ın Mersin Limanı’ndaki işlerini de İlhan Tekin organize ediyordu. Eyyüp Acar, ‘Hector’ kod adlı İlhan Tekin ile sürekli şifreli uygulamalar üzerinden görüşüyordu. Hatta Mersin’de defalarca buluşmuşlardı. Eyyüp Acar ifadesinde şöyle konuştu: “İlhan, Arnavut asıllı kartelin Belçika’daki uyuşturucu depolarının sorumlusuydu. Bana aynı anda 30 ülkeye uyuşturucu gönderebileceklerini söylüyorlardı. Hatta Avustralya’ya bile uyuşturucu gönderdiklerini biliyorum. Türkiye’ye İstanbul Ambarlı ve Kocaeli’ndeki limanlardan uyuşturucu soktuklarını, buralarda da adamları olduğunu biliyorum. Mersin Limanı’nda Taner Salmış üzerinden sokmaya çalışırlardı. Ben zaman zaman aralarında köprü görevi yapıyordum.”

BARON-MUHBİR-POLİS ÜÇGENİ

Peki Eyyüp Acar’ın uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetinde narkotik polisleri rol alıyor muydu?

Onu muhbir olarak kullanan polislerin ‘şüpheli’ olarak ifadesi alındı. Eyyüp Acar’ın muhbirleri olduğunu doğrulayıp kendilerinin bu uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerinden haberlerinin olmadığını savundular.

Baron -muhbir-polis trafiğinin ne denli karışık olduğunu iddianamedeki bir olay ortaya koyuyordu. Eyyüp Acar, Mersin Limanı’na gelecek bir konteynerdeki kokaini ihbar etti. Ancak bu ihbarın daha önce yapıldığını narkotik polisinden öğrendi. İhbarı yapan Ekvador’daki uyuşturucu kaçakçısı Bedir Özer’in oğlu Reşit Özer’di. O da narkotik muhbiriydi. Ekvador, Belçika, Mersin, Lübnan rotasındaki bu gemideki patates yüklü konteynerde 34 kilo kokain yakalandı. Bu kokain için Reşit Özer ve Eyyüp Acar ihbar ödülünü paylaştı. Bu sırada birlikte uyuşturucu kaçakçılığı yapıyorlardı.

ŞÜPHELİ POLİSLER İDDİANAMEDE YOK

Eyyüp Acar’ın telefonunun incelenmesinde kendisinden sorumlu narkotik polisi S.T. ile dikkat çeken bir mesajlaşması var. Polis S.T., gazeteci Murat Ağırel’in bir X paylaşımının ekran görüntüsünü Eyyüp Acar’a gönderiyor. Murat Ağırel bu X paylaşımında Kolombiya’dan yola çıkan ve Mersin Limanı’na gelen bir gemideki konteynerde Malta’da 800 kilo kokainin yakalandığını anlatıyor. Bu haberi Eyyüp Acar’a gönderen polis S.T. “Malta iş koymuş kardeşim. Geliyordu ne güzel” yazmış.

Ancak iddianamede narkotik polisleri hakkında bir suçlama olmadığı gibi takipsizlik kararı da yok. Oysa şüpheli olarak ifadelerinin alındığını öğrendim. Bu durumda Mersin Limanı’nda yuvalanmış uyuşturucu şebekesine yönelik bir soruşturmanın daha olduğunu öngörebiliyoruz. Sanırım; Mersin Limanı’ndaki skandal göründüğünden çok daha büyük.

‘LİMANDA BAŞKALARI DA VAR’

Eyyüp Acar ifadesinde Mersin Limanı’nda uyuşturucuları dışarı çıkartma işi yapan başka şebekelerin de olduğunu iddia etti, ancak isimleri vermedi.

Eyyüp Acar’ın itirafları ve soruşturmada elde edilen bilgilerle operasyon düzenlendi. Çoğunluğu Mersin Limanı’nı işleten şirketin çalışanı 22 kişi gözaltına alındı, 12’si tutuklandı. Eyyüp Acar ve Bedri Atakan Kaya dışındaki sanıklar suçlamaları kabul etmedi, kokainden haberlerinin olmadığını savundular. Sanıkların büyük çoğunluğu uyuşturucu kaçakçılığından yargılanırken tutuksuz sanık Gümrük Muhafaza İstihbarat Amiri Ramazan Kara’ya sadece ‘Rüşvet’ suçlamasının yöneltilmesi dikkat çekiyor. Üstelik iddianamede Ramazan Kara’nın ifadesi bile yer almıyor.

BARONLA RANDEVU

Eyyüp Acar’ın itirafları, uluslararası uyuşturucu karteli için ne kadar önemli hale geldiğini de ortaya koyuyor. Temmuz 2023’te uyuşturucu baronu Hajdar Lala ile Antalya’da buluşacaklardı. Eyyüp Acar, İlhan Tekin ile Antalya’ya gitti. Ancak Hajdar Lala, hakkında uluslararası arama kararı olduğu için Antalya Havalimanı’ndan Türkiye’ye sokulmadı ve geri döndü. Devamında yaşananları Eyyüp Acar ifadesinde şöyle anlattı: “Bedir Özer, Hajdar’a benden bahsettiğini söyledi. Hajdar’ın Türkiye’ye girişinin yasak olması sebebiyle benim Arnavutluk ülkesine gelmemi istedi… Arnavutluk’a gittiğimde Hajdar Lala, ‘Tito’ lakaplı kardeşi, İlhan Tekin ve Hajdar’ın uyuşturucu madde ağında Fas ayağı olduğunu orada öğrendiğim Muhammet isimli Faslı ile buluştuk. Bu görüşmeyi narkotik ve gümrük muhafazaya bildirmedim.”

Savcılıkta Eyyüp Acar’a “Döviz bürolarından aldığınız paraların gönderilmesini Hajdar Lala mı sağlıyordu” diye soruldu. Eyyüp Acar, “Hajdar Lala, Dubai’de bulunan iş adamı olarak görünen şahıslar üzerinden parayı Türkiye ve diğer ülkelere gönderiyordu” diye yanıt verdi.

Hajdar Lala’nın Eyyüp Acar ile görüşmesinin nedeni; uyuşturucu trafiğinde çok işine yaramasıydı. Eyyüp Acar ifadesinde Mersin Limanı’ndan çıkarılan büyük kokain sevkiyatlarından hiç bahsetmedi. Küçük uyuşturucu paketlerini yakalatarak büyük kokain sevkiyatlarının yolunu açtığına dair şüphe doğuyordu. Zaman zaman küçük sevkiyatları da limandaki uyuşturucu şebekesi dışarı çıkartıp teslim etmişti. Bu konudaki ifadelerin tamamı HTS kayıtları, baz sinyalleri, kamera görüntüleri, havalimanı kayıtlarıyla doğrulandı.