PARA YOK, HUZUR DA YOK
Çok zor bir süreçten geçiyoruz. Öyle bir girdaptayız ki hiç kimse ne yapacağını bilmiyor, bilemiyor
Çok zor bir süreçten geçiyoruz. Öyle bir girdaptayız ki hiç kimse ne yapacağını bilmiyor, bilemiyor
Sokakta ki iş’li işsiz kadar emeği karşılığında çalışanına ekmek vermekle yükümlü iş adamları da zorda.
Hatta iş adamlarının durumu işsiz vatandaştan da beter. İşsizin elinde sadece işsiz olduğu gerçeği var fakat işadamlarının içine düştüğümüz kriz yüzünden sağa sola borçları var.
Üretilen malların yüksek maliyet yüzünden, alım gücü olmayan vatandaşa satılamaması gerçeği var.
Alışveriş trafiği durdu. Sokaktaki vatandaş zeytini peyniri geçti bir somun ekmek alabiliyorsa kendini şanslı olmaktan sayıyor.
Ülkemizin durumu iyi değil. Önümüz kapalı. Uzun ve geniş bir tüneldeyiz, tünelin ucunda içimizi rahatlatacak en küçük bir ışık yok
Herşey bir anda oldu. Bir sabah gözümüzü açtık ki simit 3 buçuk lira, poğaça 4 buçuk lira olmuş. Eskiden midemizin açlığını bastırsın diye satın aldığımız simit, şimdi parası olan için karın doyuran görevi yapıyor.
Milyonlarca evde yemek pişmiyor. Mutfaklar tam takır kara bakır. Evin erkeği ile hanımı arasında korkunç bir huzursuzluk var. Kadın alışveriş yapabilmek için ‘Para’ diyor, evin erkeği kendisinden para isteyen hanımına ‘Yok’ diyor
Kimse kimseye borç vermiyor. Verse de, verdiğini geri alamayacağını biliyor. Ülke cehennem yerine döndü. İktidarından muhalefetine tüm siyasiler için sorun yok. Bir taraf kendisini savunurken diğer taraf öbürünü suçluyor.
Siyaset dünyası tam bir tiyatro. Hiç birinin sokaktaki vatandaşın çektiği çileden haberi yok. Fakat lafa gelince onlardan iyisi ve yeteneklisi yok.
Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Aşağıya tükürsek sakal, yukarıya tükürsek bıyık. Eleştirmeye kalksak kendimizi savcıların hakimlerin önünde buluyoruz.
Günümüz cezaları da öyle eften püften değil. Adaletin kestiği parmak artık canımızı acıtıyor.
Her şeye rağmen hala nefes alabiliyorsak bu bizim için büyük şans. Aç mezarlarının oluştuğu bir dönemden geçiyoruz. Mutluluktan ölen yok. Milyonlarca ev ve aile açlığın pençesinde kıvranıyor.
Babaların çocuklara harçlık verdiği günler tarih oldu. Sağduyulu çocuklarsa durumu biliyor ve aile büyüklerini mahcup edecek isteklerden uzaklar. Yani “Baba bana para ver” cümleleri pek çok evde kurulmuyor.
Ülkemiz ve toplum çok kötü günlerden geçiyor. Hiç kimse yarınına ilişkin plan yapmıyor, yapamıyor.
Her işin başı paraya dayanıyor.
Paranın olmadığı yerde huzur da olmuyor