Petrol ve enerji maliyetleri nedeniyle enflasyon tüm dünyada yüksek kalmaya devam ederken ve ABD Merkez Bankası'nın (Fed) para politikasında sıkılaşma adımlarına başlayacağı belli iken Türkiye ekonomisinde tüm dengelerin pamuk ipliğine bağlandığını söyleyen Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fatih Özatay, büyük sorunlar yaşadığımız bir dönemde başlayan Rusya – Ukrayna savaşının ciddi riskler yaratacağını belirtti.
Özatay'a göre para ve maliye politikalarında yapılan temel yanlışlıkların düzeltilmesi halinde büyük sorunların çözümü için zaten doğru yola girilmiş olacak. Ancak esas mesele son iki yılda hızla artan yoksulluk. Özatay, “Gelir dağılımını düzeltmek, yoksulluğu hızla düşürmek. Asıl şapkadan tavşan çıkarılması gereken sorunlar bunlar” dedi.
SUNİ BÜYÜME RİSKLİ
Sözcü'den Mehtap Özcan Ertürk'ün haberine göre ekonominin mevcut koşullar altında yüzde 2-3 oranında büyümeye doğru gittiğini öngören Özatay, “Savaşın nasıl evrileceği ve de Fed'in faiz politikası bizim elimizde değil. Ancak kuru sıçratacak politikalardan uzak durmak elimizde. Yani, düşecek büyüme oranımızı suni olarak yükseltmeye çabalamamalıyız. Zira böyle bir politika bir yandan ithalatı yükselterek cari açığı artırır diğer yandan riskimizi yükseltir. İlki daha yüksek döviz talebi, ikincisi ise daha az döviz arzı demek. Üzerine arz şoku oluşmaması için de dua etmeliyiz. Hadi maliyetine katlandık diyelim, enerji tedarikinde sorunlar üretim kapasitemizi kısıtlar ve ekonomimizin yüzde 2-3 oranında büyümesi yerine küçülmesine yol açar” yorumunu yaptı.
Kur korumalı ile vakit kazanırken üç riskli konuya bel bağladılar
Ekonomi yönetiminin Kur Korumalı TL Mevduat ile vakit kazanıp, paniği azaltırken üç konuya bel bağladığını ifade eden Prof. Dr. Fatih Özatay, şunları söyledi: “Birincisi, ellerindeki TL varlıkları dövize çevirip ülkelerine gidecek yabancı yatırımcı çok az kaldı. Buradan döviz talebini artıracak bir gelişme olmayacağını düşündüler. İkincisi, bir yıl içinde 172 milyar dolar tutarında dış borç ödememiz var. Bu zamana kadar ödenmesi sorun olmadı bundan sonra da olmaz diye düşünüldü. İhracat zaten iyi gidiyordu, döviz kuru 13.50 seviyesinde kalırsa yaz aylarında enflasyon da düşer beklentisi… Ortada böyle bir model vardı ve zaten çok riskliydi.”
Faiz-kur-enflasyon birbirleri ile tutarsız
Faiz, kur ve enflasyon verilerinin tutarsız bir tablo ortaya çıkardığını ve sürdürülebilir olmadığını söyleyen Prof. Özatay, “Risk primimiz (CDS) 600 baz puanı aştı. Şubat ayı enflasyonu yüzde 54.4 üstelik daha da yükselecek. Buna karşılık TCMB politika faizi yüzde 14. Mevduat faizi yüzde 17 civarında. Dolar faiz indirimleri başladığında 8 lira idi, şimdi 14.20'nin üzerinde. Ne faiz ne de kur artışı enflasyon ile uyumlu” dedi.
Turizm gelirleri riske girdi
Ekonomi yönetiminin kurguladığı senaryonun yarattığı risklerin savaşla birlikte daha da büyüdüğünü ifade eden Prof. Dr. Özatay, “Rusya-Ukrayna savaşının ekonomimiz açısından oldukça önemli riskler yaratacağı ortada. Petrol fiyatlarında yükseliş hızlandı, turizm gelirleri riske girdi. Ama bu savaş olmasaydı da 2022'de büyük sorunlarımız vardı” yorumunu yaptı.