BORSAGUNDEM.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
İngiltere Başbakanı Liz Truss 45 gün süren iktidarının ardından geçtiğimiz gün istifa ettiğini açıkladı. İstifa haberinin piyasalara yayılmasından kısa bir süre sonra sterlin sert bir biçimde yükselerek bir anda bu ayın en iyi performans gösteren para birimi haline geldi. İngiltere’nin yaldızlı devlet tahvili getirileri düştü. Ülkenin küçük ve orta ölçekli şirketlerini bünyesinde barındıran FTSE 250 Endeksi %1 yükseldi. Birçoğu uluslararası şirket olan büyük sermayeli şirketlerin bulunduğu FTSE 100 Endeksi ise %0,3 arttı.
MarketWatch yazarı Brett Arends, Londra’daki kaosla birlikte ABD’li yatırımcıların emeklilik yatırımlarına İngiliz hisse senetleri eklemesi için piyasaların cazip hale geldiğini düşünüyor. Truss’ın istifası da Arends’e göre bu görüşü destekleyecek nitelikte.
Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre Arends’in İngiltere varlıklarının yatırım için cazip olduğu düşüncesi tamamen ülkedeki karamsar atmosfere dayanıyor. Rothschild ailesi tarihinin en önemli isimlerinden Nathan Rothschild’in ‘Sokaklarda savaş varsa hisse senetlerini satın al’ sözlerini hatırlatan Arends İngiltere’de ‘maksimum pesimistliğe’ ulaşıldığını belirtiyor.
Borsa araştırmaları şirketi FactSet’in verilerine göre İngiltere borsası şu anda %4,5’lik temettü verimiyle sadece 9 katlık tahmini fiyat kazanç oranı beklentisiyle işlem görüyor. Haber başlıkları bugünün kaosuna odaklanırken, piyasalarsa genellikle yaptıkları şeyi yapıyorlar ve ileriye bakıyor.
Arends Truss’ın istifasını değerlendirirken şu ifadelere yer verdi:
“Truss her zaman için saçma ve anlaşması imkansız bir başbakandı. İsteyen herkes YouTube'a gidebilir ve geçmişte kamuoyunun karşısında çıktığı görüntüleri izleyebilir. Bunlar arasında yabancı menşeili peynirleri kınayan tam olarak aptalca konuşması, Avam Kamarası'nda yaptığı havlayan köpeklerin 'dronları caydırmaya yardımcı olduğu' yönündeki açıklaması ve Sarah Palin’in Katie Couric’le yaptığı rezil söyleşi kadar acı verici ve dayanılmaz röportajlar da var. Ancak İngiltere’de Muhafazakar Parti’nin 81.326 taban üyesi yine de ona oy kullandı. Truss bu işi yapmaktan tamamen acizdi ve yeteneğinin çok ötesinde bir işe terfi ettirildi. Bu herkes için olduğu kadar onun için de acımasız bir görevdi.
Ancak şimdi bu sona erdi.
Onun yerine kim geçerse geçsin daha iyi olacaktır. Eski Hazine Bakanı Rishi Sunak veya deneyimsiz olsa da sorunsuz bir isim olan kabine bakanı Penny Mordaunt olabilir. Ya da genel seçimlerin ardından, İşçi Partisi Lideri Sir Keir Starmer da göreve layık, ama sıkıcı bir isim olabilir.
(Tüm haberlere rağmen Boris Johnson’ın başbakan olması pek mümkün değil. Bu seçimin parti tabanı tarafından değil, Muhafazakar milletvekilleri tarafından belirlenmesi muhtemeldir ve milletvekileri kesinlikle ondan bıkmış durumda.)”
İngiltere’de kriz fırsat mı yaratıyor?
Arends Londra’nın politik krizin pik noktasına ulaştığına dikkat çekiyor. İktidardaki Muhafazakar Parti’nin toparlanamaması halinde ise İşçi Partisi’nin seçim çağrılarına karşılık vermek imkansız hale gelecek.
Geçtiğimiz ay boyunca İngiltere’yi kasıp kavuran ve Truss’ı deviren siyasi krizin sebebinin İngiltere’nin hükümet maliye politikalarından kaynaklandığı belirtiliyor. Ancak medyada sıklıkla yer alan bu açıklama Arends’e göre ülkenin durumunu açıklamıyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerin göre İngiltere, G-7 grubundaki ekonomilerinin önemli bir kısmından daha iyi bütçe rakamlarına sahip. Devlet borcu gayri safi yurtiçi hasılanın yaklaşık %75'i seviyesinde, ki bu rakam Fransa, İtalya, Japonya veya ABD'ninkinden çok daha düşük. Ülkenin bütçe açığı da en düşük G-7 ülkeleri arasında. Arends İngiltere’nin bütçe açığının ABD’nin yarısı kadar ve Almanya’dan bile daha düşük olduğunu belirtiyor.İngiltere açıklarını finanse etmek için yabancı yatırımcılara bağımlı olsa da İngiliz hükümeti tahvillerine ABD’den daha düşük faiz ödüyor. Sadece birkaç hafta önceki siyasi kriz sırasında bunun tersini yapmıştı. Arends ülkenin büyük bir mali riskle karşı karşıya kalması durumunda faizlerin daha düşük değil daha yüksek olacağını öngörüyor.
Borsa yazarı tüm bu krizler karşısında halihazırda ucuz olan İngiltere borsasının daha da ucuz hale geldiğine dikkat çekti. Söz konusu krizlerin hiçbiri en kötü günlerin geride kaldığını göstermez. Zira bu ne Londra ne de dünyanın başka bir ülkesi için geçerli değil. Ancak Arends dünyanın kesin bir şekilde resesyona girmekte olduğunu ve Wall Street’in henüz bu tür bir krizi satın almadığını savunuyor. Londra Borsası’ndaki hisse senedi fiyatları ise başka bölgedekilerden, özellikle de ABD'dekilerden çok daha kötü haberlerle fiyatlandı.