UniCredit CEO’su Jean Pierre Mustier, yönetim kuruluyla yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle nisanda görevi bırakacak. Yatırım bankacılığı geçmişi olan 59 yaşındaki Fransız CEO, geçen dört yılda sancılı bir yeniden yapılanma sürecini idare etmişti. UniCredit bu süreçte bilançosunu güçlendirirken borç yükü fazla olan İtalya’dan kaynaklı riskleri azaltmıştı. Mustier, başarısız bir uluslararası birleşme teşebbüsünden sonra birleşme ve satın almalardan vazgeçmişti. Ancak bu tutum, çok sayıda bankanın varlığı nedeniyle parçalı yapıya sahip İtalyan bankacılık sektörünü kasıp kavuran konsolidasyon ateşiyle uyumlu değildi.“NİSAN 2021’DE İSTİFA ETMEYE KARAR VERDİM”Mustier dünkü açıklamasında, “Son birkaç aydır, Takım 23’ün (işletme planı) stratejisinin ve temel prensiplerinin yönetim kurulunun mevcut görüşlerine uymadığı aşikârdır” dedi. Açıklamasının devamında Mustier, “Bundan dolayı, yeni yönetim kurulunun gelecek stratejisini detaylı bir şekilde hazırlayabilmesi için görev süremin sona ereceği Nisan 2021’de şirketten istifa etmeye karar verdim” dedi. Şirketin yönetimi konusunda oluşan endişelerden ötürü, UniCredit hisseleri dün borsada %5 düşüşle kapattı, bugün de %6 geriledi.BİRLEŞME TALEBİNE KARŞI ÇIKMIŞTIİtalya hükümeti, 2017 yılında kurtardığı Toskana merkezli Banca Monte dei Paschi di Siena (MPS) bankasını satın alabilecek bir şirket arayışındaydı. Kaynakların daha önceki açıklamalarına göre, hükümet güçlü bilançoya sahip UniCredit’i bu iş için ideal bir ortak olarak görüyordu. Fakat Mustier siyasi baskılara direnerek birleşme talebine karşı çıkmaktaydı. Mustier’in istifa edeceğiyle ilgili haberler ve UniCredit’in yeni yönetim kurulu başkanlığına geçici olarak MPS’nin iflastan kurtarılmasını yöneten İtalya’nın eski ekonomi bakanı Pier Carlo Padoan’ı getirmesi sonrası potansiyel bir şirket birleşmesi daha muhtemel görünüyor.CORONA İŞLERİ ZORLAŞTIRDIUniCredit yaptığı açıklamada, Padoan’ın ve yönetim kurulunun hem banka içinde hem de banka dışında yeni bir CEO arayışına başlayacağını duyurdu. Corona virüsü pandemisi, hali hazırda kârları baskılayan negatif faiz oranları ve büyük ABD’li ve Asyalı rakiplerle rekabet etme gibi varoluşsal zorluklarla uğraşan Avrupalı bankaların işlerini daha da zorlaştırdı. Düzenleme kurumlarının düşen kârların telafi edilerek maliyetlerin düşürülmesi amacıyla birleşme çağrıları yapmasına karşın, Mustier şirket birleşmelerinin “her derde deva” olmadığını ifade etmişti.